
Bir paket çikolatayı yedikten sonra duyulan pişmanlıktan daha fazlasını hissetmeyeceğimiz, sağlıklı ve tüm olumsuzluklara dirençli olabileceğimiz bir sene olsun..
Bu kartın içinde bir yer beğeneceğim şimdi kendime :)
Turunç kokulu, karasal bir iklim..


Doga icin cal ! / Divane Asik Gibi - Official Video from Doga icin cal on Vimeo.
Farklı ses tonlarının muhteşem birleşimi.. sen yağmur ol ben bulut, maçkada buluşalım diyorlar..
Doğa için çal, ağaçlar.net projesi..çalan/söyleyen sanatçıların altında yazan şehirler onların doğum yerleriymiş. Bazen diyorum ben niye Karadeniz'de doğmadım :) Seviyorum o bölgeyi ve insanlarını.. Neyse,
Hiç bitmesin diye düşündüren bu video ile mutlu hafta sonları diliyorum..
Yaratıcı zekam ve hayal gücümden asla ödün veremem :) Neden mi ? Bundan 

Mutsuz korku dolu kara bir tohum ekilmişse en baştan yüreğinize, kaç yaşına gelirseniz gelin o tohumun ürününü alıyorsunuz habire..üzerinize şans eseri güzel mis kokulu yağmurlar da yağsa, güneş ışığının her rengini de görseniz kara tohum kara tohum olarak kalıyor.KENAN DOĞULU, sen en kıymetlimsin..
Bir köşe başından aniden önüne fırlayan bir kedi gibidir bazı şarkılar.. Belki kedi kadar irkiltmez ama avuç dolusu göz yaşı döktürür..
Sen adeta kendini rendelerken günden güne, zamanın süratle geçtiğini anlaman güçtür.Ve sen günden güne ufalıp küçüldüğünde, öfke duydukların, kırgın oldukların bir o kadar büyür.
Rendenin acısını bilir misiniz?

Onlar değilmiş mutsuzluk

"Biliyorum, imkânsız aşk bu! Ama hükmedemiyorum kendime..." demişti Murat.
"Çünkü, Yüreğim Seni Çok Sevdi!.." Ardından da dizelere dökmüştü sevdasını.
"Yüreğim seni çok sevdi
o yürek talan
o yürek yangın yeri
o yürek seni istiyor bir tek seni...
" Aslı ile Murat’ın İstanbul-Bursa-Amerika üçgeninde yaşadıkları destansı aşkın öyküsü. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği kadar gerçek...
Kitabın sonu şu cümlelerle bitiyor..
Bir adın kalmalı geriye, birde o kahreden gurbet. Beni affet, kaybetmek için erken sevmek için çok geç..

Affan dedeye para saydım,
gecede severek ve merakla okuyup bitirdim. Özellikle biyografi tarzı kitaplardan hoşlananlar daha bir sevecek kitabı.
Hasan'ın hatırasından kopamaz.Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.Uçurtma Avcısı'nda anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...



Bugüne kadar okuduğum hem konusu, hem anlatımı, kurgusu, olaylar arasındaki geçişi bakımından en güzel en etkileyici kitaplardan..'Bin Muhteşem Güneş' Elif Şafak'ın okuduğum ilk romanı..
"Ya ortasındasındır AŞK’ın merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde.. Ella Rubinntain (40) Amerikalı bir ev kadınıdır. Tipik burjuva değerlerinin hâkim olduğu oldukça varlıklı bir ailesi, düzenli ve görünüşte “sorunsuz” bir evliliği vardır. Üç çocuğunu da büyüttükten sonra bir yayınevinde editör-asistanı olarak iş bulur; görevi A. Z. Zahara adlı tanınmamış bir yazarın tasavvuf felsefesini konu alan tarihi romanını değerlendirmektir. Ancak hayatının kritik bir döneminde eline aldığı bu kitap, hiç beklemediği bir şekilde Ella’yı derinden sarsacak, dünyevi aşkı keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktır. Hayatlarımızın durgun gölünü dalgalandıran taş misali, yüzleşmek zorunda olduğumuz sıkıntılar, acılar… ve aşkın peşinde kat etmek zorunda olduğumuz zorlu yollar, ödediğimiz bedeller…Aşk… kitap içinde bir kitap, hayatın anlamı peşinde bir aşk macerası… Aşk…Elif Şafak’tan arayışa, gerçeğe ve keşfetmeye dair bir roman. "
Kitabın kapağına aldanıp bildiğimiz tarzda bir aşkı okuyacak gibi düşünüyor insan. Oysa içinde çok farklı bir aşk var. Ella ve Aziz Zahara'nın adı her ne ise yaşadıkları şeyden daha önemlisi, kitap içinde kitap olarak aktarılan, Mevlana Celaleddin Rumi ile Tebrizli Şems'in gönül birliği, Allah ve insan aşkları bu kitapta beni etkileyen kısmı oldu. Detayları ile anlatılmamış olsada bel kemiği Sufizm romanda..
Tebriz'li Şems'in 40 kuralı var. Dikkatimi çekip hoşuma giden iki tanesini defterime yazmıştım..
'yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir'
'Hakkın karşına çıkardığı değişimlere teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye düşünme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden iyi olmayacağını?'
Kitapla ilgili yorumları okurken, biri dikkatimi çekti..ve yerinde buldum.
Kitap kapağının çok dişi olduğu ve erkek okuyucuların rahatlıkla ellerinde gezdirip okuyabilecekleri bir görünüşü olmadığıydı. Ayrıca içeriklede bire bir örtüşmüyor. Ve yazarın faydalandığı kaynakların bir çoğunun yabancı eserler olmasıda ilginç geldi..
Ben sevdim, keyif aldım okurken..Hani 'keşke bitmese her gece uyumadan önce okumaya devam edebilseydim'dedirtti..
temmuz 2007