19 Nisan 2009 Pazar

uykudan önce

Sabahın ilk saatiydi belki de.. havanın ürpertici serinliğini bomboş gri sokakları ve petek pastanesinden etrafa yayılan kara köy poaçalarının kokusunu anımsıyorum.. birkaç güvercin havalanıyor adımlarımın önünden..geceden kalma,etrafa saçılmış çöpler ve gazete kağıtları var. Güzel bir gecenin sabahı olmalı. Yüzüm gülüyor tüm bunları hatırlarken..ne geceyi nede bu sabahın devamı olan günden hiçbir şey yok aklımda. Tek hatırladıklarım bunlar..uzun yıllar geçti üstünden. hala günün en sevdiğim dilimi, en yorgun ama en sessiz ve huzur dolu olan sabahın ilk saatleridir..
Ben o şehirde uyanmayalı yıllar yıllar oldu. Şimdi gitsem aynı şekilde uyanmayacağımı biliyorum. Ve geride bıraktığım hiçbir şeye dönmek istemeyişim bundandır. Asla aynısı gibi olmaz. Bıraktığın zamandaki tadını yitirmiştir. Yitirilen bu tadı alamamak tam anlamıyla burkar insanın içini..

Hala kaçmamış birkaç keçimi otlatıyorum bozkırda..
’bu satırları okuduğunda ben çok uzaklarda olacağım’ gibi cümleler kurmayı seviyorum ve hayal ediyorum..hiç kuramasam da.
‘bir kitap okudum yada bir film izledim hayatım değişti’ diyenleri merak ediyorum.
Oradan oraya taşınan saksıdaki bir çiçek gibi hissederken kendimi, imreniyorum sadece dallarının yettiği yere kadar uzanıp görebilen kökü sağlamca toprağına tutunmuş mutlu ağaçlara..
Kaç gündür arayacağım deyip aramadıklarım var aklımda ve olmasını istediğim üç şey..
Sabır ve kararlılık çayından içmek sonra her zamanki gibi tek şekerli.
Anneme yaklaşıyorum bu arada..kahvaltımın hazır olduğu mis gibi kokan yastıklarda uyanacağım sabahlara...

Şimdi günlerin kıyısında, kollarımı iki yana açmış belli belirsiz adımlarla dengede durup ince bir ipin üzerinde yürümeye çalışıyorum..
Oysa elimde piknik sepetim, eteklerim uçuşurken beyaz babetlerimle lay lay lom yürümeyi özledim.
Evet, ekoseli ve mavi olmalı örtü..
Baş ağrısı ve bitter çikolata..ve sadık keçilerim..
Zaman: Uykudan önce..

8 Nisan 2009 Çarşamba

Geriye Kalan

Sudan kayıklar yaptım
Kağıtta yüzdürdüm
Deniz, hayattı
Bir kıvılcımla söndürdüğüm..
Rüzgardanmış kalelerim
Ve
Kumdanmış ne varsa geriye kalan..

berrin'deniz'

4 Nisan 2009 Cumartesi

an itibariyle..

İnsan en fazla uyurken özgür olabiliyor galiba..gözlerini açar açmaz bir cenderede buluveriyor sonra kendisini. Sorumluluğunu yüklendiği kişiler arttıkça özgürlük çemberide daralıyor.
'ben' merkezli çember..çemberin içindekiler ve dışında kalanlar.
Tadında bırakmaları, uçurum kenarlarını düşündükçe içi acıyor insanın, koşulsuz sevmeyi düşünüyorsun sonra..hayatımda sevdiğim ve sevildiğimden emin olduğum kişiler var, kırgınlıklar olsa bile kopmayacağın gönlünün en havadar en manzaralı yerine oturttuğun.
Yüzüme ard arda iki tokat yemişçesine sersemlediğim anları düşünüyorum sonra..sıcak suyun altında bile üşüyorum, sadece gidip uyumak istiyorum..özgür olmak..
Kendi evimdeki gibi rahat ettiğim yerleri özlüyorum..var mı öyle yerler?
Tek kale yapılan maçlar haksızlık gibi geliyor bana.. haksızlığa uğrayan kaleci mi yoksa gol atabilecekleri ikinci kalesi olmayan oyuncular mı? diye düşünüyorum sonra..
sonra bu gün de geçti diyorum, on bir gündür geçmeyen elimdeki yaraya bakarak ..
ve özgürlük saati yaklaşıyor..elimde bir kitapla..bu fıstıklı çikolatadan bile daha tatlı..

An itibariyle aklımdan geçenler bunlardı Aylin'cim..Bulut ve Cecil ne diyecek bakalım..

1 Nisan 2009 Çarşamba

Fill in the blanks

1. Çocukken .......... kaçırdım.
Çocukken komşu teyzenin bahçesine çok sayıda top kaçırdım.
2.Çocukken........yoksundum.
Çocukken kendime ait bir odadan yoksundum.
3.Çocukken ........ yaralanmış olabilirim.

Çocukken en çok dizlerimden yaralanmış olabilirim
4.Çocukken ........ olmayı hayal ederdim.
Çocukken Barbie bebek evimin olmasını hayal ederdim.
5.Çocukken ....... isterdim.

Çocukken veteriner olmak isterdim
6.Evimizde asla yeterli ....... olmadı.
Evimizde asla yeterli mutluluk olmadı.
7.Çocukken daha fazla .......... ihtiyaç duyardım.

Çocukken daha fazla huzura ihtiyaç duyardım.
8.Bir daha asla ........... göremeyeceğim için üzgünüm.
Bir daha asla kiraz ağacımızı göremeyeceğim için üzgünüm.
9.Yıllar boyunca ......... merak ettim.
Yıllar boyunca ölümümün nasıl olacağını merak ettim.
10. .......... kaybımdan dolayı hep kendimi suçladım.

Hayat ve zaman kaybımdan dolayı hep kendimi suçladım.

Funda'dan gelen noktalı mim'i dilerlerse cevaplamak üzere Velvet Vamp ve Kaldırım çocukları'na gönderiyorum..