27 Ekim 2011 Perşembe

İşte son okuduğum kitaplar (kinyas ve kayra....)

KİNYAS ve KAYRA..
Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimdeki otuz dört dikiş. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandist ameliyatımın izi. Ve sırtımı çok, hızlı yaşlandım! Ancak hayattayım.Kayra, bir gün bana 'Mutsutluğuna hiçbir çare aramıyorsun' demişti.

Bu acayip bir kitap..sürükleyici elinizden bırakmak istemeyeceğiniz..tek kelimeyle manyakça sanki tüm ruh hastalıklarını içinde barındıran :) Kinyas ve kayra tek bir kişi mi bir dünya insan mı ayrımını yapmak okuyana kalmış. Uçuk kaçık film vari bir kurgusu var..kinyas ve kayra imkansızı yaşarken beyin ölümlerini gerçekleştirmeyi istiyorlar..



Kürk mantolu madonna..



Sabahattin Ali'nin sanırım kırk elli sene önce yazdığı yapı kredi yayınlarının 2008 de tekrar gündeme getirdiği harika bir kitap..çok beğendim..bittiğinde üzüldüm..ince ve içli bir anlatım..



"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum 'Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum." Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulanmadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına dair, yanıtlaması zor sorular soruyor.




Kayıp gül


Serdar Özkan'ın bu kitabı 44 dilde 50 yi aşkın ülkede yayımlanmış..Türklerin küçük prensi diye lanse edilmiş..martı..simyacı..küçük prensi sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap deniyor..ancak ve ancak ben bu kitapta hiç o lezzeti alamadım..bu kitabın 50 ayrı dile



çevrilmesini şaşkınlıkla karsıladıgımı söylemeliyim :) kitabın özeti her şeyin özü içinizde klasiği :) otur sıfır hahahhah




AŞKIN GÖZYAŞLARI



şems tebrizi ve hz mevlana olmak üzere iki ayrı kitaptan oluşuyor..Ramazan atmosferinde okuduğum iki kitap..şems tebriziyi anlatanı daha cok begendim..bence okunmalı..



Yalnızlık aşkın vekâletidir. Ölüm aşkın kefaretidir.
Her aşk bir baş götürür. Bu kez baş veren Şems olmuştur.




Elimde okunmamış bir sürü kitap var ama cezbedici değil..Bu okuduğum kitapları önerileriniz üzre seçmiştim..



yeni önerileri bekliyorum..



Bir Allahsız bir Kitapsız kalmayalım :)))

19 Ekim 2011 Çarşamba

içimizi yaktınız, helak olun inşallah



Hepimiz acı ve öfke içindeyiz..bıçak hep kemiğe dayanmış şekilde yasıyoruz ama bugün kemiği de kırıp geçti. Askerini, polisini korumayanlar bu veballeri nasıl ödeyeceksiniz..

şerefsiz bdp hükümetle o soysuz inlerde yaşayan pisliklere cagrı yapıyormus, savası durudurun dıye..

savas denen sey sınırları belli olan iki devlet arasında olur, ne sınırları belli ne bir şey..

Hava harekatı başlamış, üç beş bomba atıp göz boyamayın artık!

Vatan sagolsun demekten bıktık, mehmetler ölürken vatan sağ mı kalır..

acımız cok büyük, bugün daha da büyük..şehitlerimize allah rahmet eylesin aılelerıne sabır ver yarabbim..

Vatanımızı koru..bu yüreğimizdeki yangın ulaşsın inlerini cehennem yerine çevirsin..



hislerime tercüman olan bazı twitleri yazmadan edemeyecegım..


Somali için öldük,ırak için öldük. suriye için yandık. filistin için kavrulduk..Allah için Türk evladı için ölme zamanı gelmedi mi?


Cumhurbaşkanımız misliyle intikamımız alınacak diyor ntv de..ilk defa inanmak istiyorum vede görmek..


bugün begenmediğimiz israil bir askeri için bin filistinliyi geri gönderiyor..bizde 'vatan sagolsun'


bir subayı şehit oldu diye menemeni yakın diyen M.KEMALi özledim..kimse artık vatan sagolsun demesın..


13 Ekim 2011 Perşembe

'kalbime koydum seni'

'ne zaman kalbime koydum seni biliyor musun'?
bir nişanda babanla dans ediyordunuz, kırmızı bir elbisen vardı..baban sürekli müzisyenlere para dağıtıyordu..(ah babam en iyi yaptığın işlerden biri de buydu:) işte o anda..yıllar geçti göremedim, yanacıklarından öpemedim..
dedi, ağlamaklı sesiyle Bedia Teyze..biraz önce..babaannemin dayısının kızıymış, yeni öğrendim tam olarak..utandım..söz verdim ilk fırsatta geleceğim, kızımıda yanıma alarak dedim..
çok duygulandım, nasıl tatlı bir ses nasıl içten kibar bir hanımefendi..
annem gitmiş yıllar sonra yanına ankara küçükesattaki evine, telefonu uzattı Bedia Teyzeye..
kalbime koydum demek ne kadar güzel bir söylem..
uzakta hiç bilmediğin birinin seni sevmesi, hatta hayranın oldum demesi.. yani tuhaf belki biraz komik geliyor yaşlı bir kadının muhtemelen ben 15 16 yaşlarındayken beni görüp..sevmesi..
şimdi o nişan gecesine gidiyorum..eskiden melbo vardı kızılayda tam meydanda bir teras katında..orada dans etmiştik..babalar ile kızlarının dansları hep asil ve özel gelmiştir bana..utanıp sıkıldığımı hatırlıyorum bu danslar esnasında..
nerden nereye..
umarım çok gec olmadan Bedia Teyzeye kendimi tekrar gösterebilir onun söylemiyle yanacıklarımdan öptürebilirim..hafif kabarık kırmızı elbisem ve saçlarımdaki bukleler çokk uzun zaman öncesinde kalsa da..
babalar, kızları, hiç bilmediğimiz bizi 'kalplerine koyan' insanlar..yüzümle beraber yüreğimi tebessüm ettirdi..

11 Ekim 2011 Salı

burdayım..ya siz?


Uzun zaman oldu..kocaman bir yaz geldi geçti..sonunda beklediğim sonbahar mevsimindeyim..
özlemişim..dört ay kadar uzun süre hiçç ayrı kalmamıştım burdan..
Bazen ayrılıklar, geri dönüp süratle sarılmak için iyi oluyor..
ve görmeyeli kimler burada, meraktayım elleri görelim :)