17 Ocak 2014 Cuma

Baykuş figürü

Her yazımda mutlaka resim kullanırım ancak baykuşla ilgili yazacağımdan dolayı resim kullanmayacağım:) son yıllarda baykuş figürü resmen trend haline gelmiş durumda ve ben bundan rahatsız oluyorum:) bırakın gerçeğini figürüyle bile göz göze gelmekten kaçınıyorum..ciddi ciddi bir takıntı olmaya başladı. Hiç sevmiyorum bu yaratığı kendisi korkunç çirkin görünmesinin yanında bir de kimilerinin inanmadığı uğursuzluğu var. Yaşanmış gerçekler bunu kanıtlıyor..Baykuş ölümü getiriyor sanki..Umarım hiç karşılaşmam kendileriyle..kedi yapın panda yapın tavşan yapın baykuşlu figürleri yapmayın rica ediyorum:))

15 Ocak 2014 Çarşamba

Limon dilimli sek günler..

Eskiden sevdiğim şeylerin sayısı daha fazlaydı..Gün gün azalıyor zaman gibi..Ama hala yavru köpekleri, renkli yumakları, eski türk filmlerini ve telaşsız sek günleri seviyorum :)

8 Ocak 2014 Çarşamba

Hayatı olumlama..

Benim evrene hep olumlu mesajlar gönderen ve sonuçlarını aynı gün aldığını söyleyen bir kuzinciğim var:) Benimse aram iyi değildir böyle şeylerle hep bi inatlaşma hep bir dikleşme restleşme hayatla..bu sabah hadi dedim bende olumlama yapayım hayatıma iyi dileklerimi gönderdim ama mesaj hala askıda bakalım ne zaman iletilecek :)
Yaşam koçlarının hayatı olumlama cümleleri komik geliyor bana ben güzelim ben iyiyim mutluyum her hatamla kendimi kabul ediyorum herşeyi mıçmış batırmış olabilirim yıllar geçmiş hala aynı yerde olabilirim ama ben mükemmelim lay la lalayy. Evren dediğin bir muamma bir karadelik ve umarsız ve bencil evren beynimin içi..ben ne zaman olumlasam mutlu hissetsem başıma bir şey geliyor bu yüzden böyle iyiyim..sıcak şekersiz neskafe en iyi başlangıç bir gün için.dilerseniz .evrene mesajınızı yorum kutusundan bırakabilirsiniz :)

3 Ocak 2014 Cuma

Penceresiz bir oda olmamalı..

Böyle bir oda çoğu kimsenin hayali olabilir. Yanında battaniye kahve olmazsa olmaz klasiklerden bir de yağmur. Ama bu odanın penceresi yok gibi geldi bana, görmediğin şeylere inanmama dürtüsü olabilir mi?
Gitsem gitsem nereye gitsem diye düşünürken bir kaç gündür blogları dolaşıyorum sanki artık ben yazmıyorum diye kimse yazmıyor zannederken aynı sıcaklığında devam ediyormuş meğer:)
Yine bir doğum günüme sayılı günler kala yaşlandım zırvaları yapmaya başladım. Kendimi her tür yeniliğe açık bitmeyen enerjili orjinal fikirlere bayılan birisi gibi görürken aslında daha farklı biri olduğumu keşfettim..Ve anladım ki yaş, zaman, tecrübe bunlar çok önemliymiş. Kendimi yeni yeni tanımaya başladım sanki, aslında çok da değişiklik sevmeyen, alışkanlıklarından kopmaktan ödü kopan hatta sıradanlığımın bile bozulmasını istemeyen biri oldum evet yani yaşlandım :))
Geçen akşam pencereden bakarken ki bu da bir yaşlanma belirtisi :)) bir kaç ergen çocuğun köşe başındaki çöpleri tutuşturduğunu gördüm. Baya da büyük bir ateş topu oluştu ve ben huysuz yaşlı amaçsız ihtiyarlar gibi onları ihbar ettim pencerenin gerisinden izledim hatta ne işime yarayacaksa bir kaç da fotograf çektim. Tabi olay yerine ekipler gelene kadar çocuklar çoktan kayboldu. Aslında onlara çok sinirlendim yakalansalar hoşuma gidecekti:)

Yeni bir yıla daha girdik, her geçen yıl bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete dedirtiyor zaten..Ama küçük mutluluklar olduğu sürece yaşamak hala çok güzel..
Benim bugünlerde Hakan Günday okuyasım var..