5 Ağustos 2009 Çarşamba

çocukluk

Affan dedeye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var ne de adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiç bir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.
Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim;
Hiç bitmese horoz şekerim!
CAHİT SITKI TARANCI

Elimdeki bozuk paralarla satmaz ki affan dede bana çocukluğumu.
Tümleyemedim hayatımı bozukluklar kaldı cebimde.

Bitimsiz yaz tatillerini hatırlıyorum en çok. Patates kızartmasını sevmezdim o zamanlar. Uyandığım zaman mas mavi en mavi gökyüzünü görmeyi severdim ve dalında yeni kızarmaya başlayan kirazlarımızı. Bu mutluluktu işte. Ve yavru köpeklerimiz daha da büyük mutluluktu. Veteriner olmak isterdim köpek tutkum yüzünden. Bazen kediler yavrulardı günümüz onları sevmek ve doyurmakla geçerdi, ta ki biri onları toplayıp çok uzaklara atıp gelene kadar. En çok o kedi yavrularına ağlardım ve kurban bayramı sabahları.. Bayramları hala sevmem..hem de hiç..Kendimin bile çözümleyemediği bir huysuzluk mutsuzluk yaşarım.
Komşumuzun kızları aynı zamanda arkadaşlarım vardı. Neşeli sıcak bir sokaktık. Yine sıcak günlerde halılar yıkanırdı..Arap sabununu mıncıklamayı ayağımın altından buz gibi suyla akıp kaymasını severdim. Birde renk renk tebeşirleri.
Bebeklerime Yeşim ismini koyardım niyeyse. Yeşil gözlü her bebeğin adı Yeşim olmalıydı belki de..
Bulduğum her yere yazar çizerdim. Mahallemizdeki kütüphaneyi çok severdim. Ablam ve ağabeyimle gitmiştim ilk kez. Anasınıfındaydım sanırım. Elime aldığım ilk kitap Çirkin Ördek Yavrusuydu. O gün diz boyu kar vardı ve bizim bir de kızağımız. Eve dönüşümüzde yaşlı komşu teyzelerden birinin köşede kayıp düştüğünü görmüş ve çok gülmüştük. Okumayı öğrendikten sonra oradan hatırlayabildiğim iki kitap daha almıştım. Ülkü öğretmen ve Zehra’nın orucuydu bu kitaplar. Kitap gibi kitap kokuyorlardı ve sararmıştı sanki sayfaları..
Zehra’nın orucundan öğrenmiştim, mayhoş ne demek ve tan yerinin anlamını. Mayhoş vişne reçeli tadı diyordu..ve ben en çok vişne reçelini severim.

Affan dede neredesin?

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Süper Kupa Süper Takımın


Takımımı çok sevdiğimi söylememe gerek yok. Bilenler biliyor zaten :)
Hayatta yürekten sevdiğim az şey var. Bunlardan biri de FENERBAHÇE..
Kartalın kanadını itina ile kırdık. İkinci goldeki sevincim beni bile şaşırttı :) Ne zamandır böyle bir sevinç gösterisinde bulunmamıştım..
TEBRİKLER FENERBAHÇEEEE..Süper kupa Süper takıma yakıştı :)

1 Ağustos 2009 Cumartesi

hediye kitabım ÇÖL ÇİÇEĞİ

Waris Dirie, çölde göçebe bir yaşam süren ve kızların sünnet edilmesi gibi gelenekleri hala uygulamakta olan Somalili bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. On iki yaşına geldiğinde, yaşlı bir adamla evlendirileceğini öğrenince, çöldeki ailesini terk ederek kaçar ve onu önce Afrika’daki arkabalarına, oradan Londra’ya ve sonra da ünlü bir model olacağı Amerika’ya götüren ilginç yaşam yolculuğu da başlamış olur.Gündüzleri Naomi Campbell gibi ünlü modellerle çalışan Waris Dirie, aynı zamanda Birleşmiş Milletler’in bir insan hakları elçisi olarak görev yapmaktadır. Fakat o yine de, geceleri, terk etmek zorunda kaldığı vatanı Somali’deki basit yaşamın özlemini çekiyor. Kadınların genel olarak, kendi ayakları üzerinde duran özgür bir birey olma çabası karşısında karşılaştıkları sorunlar, yokluklar ülkesi olan Afrika’nın çöllerinde yaşandığında, çok daha çarpıcı ve öğretici bir deneyim haline geliyor. Waris Dirie, bu sorunlarla nasıl başettiğini anlatarak, ister Afrika’da olsun, ister gelişmiş ülkelerde, benzer sorunlarla karşılaşan tüm kadınlara ışık tutuyor. Dirie’nin öyküsü aynı zamanda, yılmadan çalışıldığında, insanın her istediğini elde edebileceğini de gözler önüne seriyor ve herkese, dirençli ve çalışkan olma konusunda bir ders veriyor.Waris Dirie’nin çarpıcı yaşam öyküsünü anlatan bu kitap, on bir ülkede aynı anda yayınlandı ve hemen beyaz perdeye uyarlama çalışmaları başlatıldı.

Bloglar arası hediye kitap etkinliğine katılmıştım sanırım 6 ay kadar oldu. Bana bu kitabı ordanburdanhayattan gönderdi. Bu hafta içi dört gecede severek ve merakla okuyup bitirdim. Özellikle biyografi tarzı kitaplardan hoşlananlar daha bir sevecek kitabı.

Kitabın tanıtımında da yazdığı gibi belkide kitaptaki en çarpıcı kısım Somali'de ve diğer bazı müslüman ülkelerinde kızların sünnet edilmesi. Yılda iki milyon kız çocuğunun bu vahşete maruz kalması. Kitapta detaylarıyla nasıl ilkel şartlarda bu olayın gerçekleştirildiği ve sonucunda enfeksiyon veya kanamadan ölmeyip hayatta kalan kızların ilerleyen zamanda yaşadıkları fiziksel ve psikolojik sorunlar da anlatılıyor.
Waris, inançlı, şanslı ve bu şansı kullanmayı bilen cesur ve akıllı biri.
Somali'de geçirdiği çocukluk yıllarında hiç bir teknoloji olmadan saat ve tarih kavramını dahi doğaya bağlamış açlık sınırında kalabalık bir aile olarak yaşayıp birbirlerine sokularak açıkta yıldızlar altında yatan, hayatlarını hayvanları için su bulmaya adayan, yağmur bulutu peşinden koşan yinede kendi dünyalarında mutlu..

Aklımda kalan bir cümle var..'olumsuz düşünmezdik. Olumsuz düşünmek enerjinizi alıp götürür. Oysa bizim bu enerjiye ihtiyacımız vardı' gibiydi bu cümle..
Zorluklar içinde yaşayan insanlar daha mutlu oluyor galiba..Kendi küçük dünyalarında ufacık mutluluk kırıntılarını bile biriktirip büyütebiliyorlar.

Helsinki'de yaşarken çok sayıda Somalili görüyordum. Biz Türklere benzer yanlarıda vardı..mesela, metroda yada alışveriş merkezlerinde gürültülü şekilde konuşmak ve gülüşmek gibi :) yada çocuklarının ele avuca sığmaz kural tanımaz halleri gibi :) ve kadınlarının selamlaşmak için yanaktan üç kere şap şup öpüşmeleri gibi :)) Bunun dışında en belirleyici özellikleri ise hepsinin aynı kokmasıydı. Yanınızdan geçtiklerinde açıkçası benim ve tanıdığım hiç kimsenin haz etmediği çok ağır bir kokuları vardı. Parfüm mü özel bir sabunmu bilemiyorum. Bir arkadaşım evlerinde tütsü kullandıklarını bunun kokusu olabileceğini söylemişti. Şimdi bile burnumun direği sızladı kokuyu anımsayınca:) O kocaman gülümsemeleri ve bembeyaz dişleriyle neşeli gürültücü yanlarıyla hayata tutunmuşlardı. Eminim bir çoğumuzdan daha mutlu olarak.

Okunası hatta unutulmayacak bir kitap..Almasını bilene çokk ders var içinde.
ve tekrar teşekkür ederin ordanburdanhayattan'a..