Aslına bakarsanız niyetim kitabını okumaktı ama sabırsız davranıp filmini izledim. Romandan uyarlanan filmler genel olarak kitabın tadını veremezler. Filmi beğendim. Yüreğe dokunan bir konusu ve sahneleri var. Filmin konusuyla ilgili yukarıdaki açıklama, içeriğini öylesine yansıtıyor. Olaylar duygular çok farklı.
Bir sahnede babasının içki içtiğini gören çocuk, 'okuldaki mollalar içkinin büyük günah olduğunu söylüyor ' der babasına. Babasıda mollaları boşvermesini:) en büyük kötülüğün günahın hırsızlık/ çalmak olduğunu aşağıdaki cümle ile söyler.....
Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşam çalarsın. Karısını bir kocadan, çocuklarını bir babadan mahrum edersin. Yalan söylediğin zaman, bir insanın gerçeğe ulaşma şansını çalmış olursun. Aldattığın zaman, bir insanın doğruluk, adalet hakkını elinden alırsın. Çalmaktan daha büyük bir kötülük yoktur.
Filmi buradan izleyebilirsiniz. Mutlaka izleyin derim. Özellikle bir kaç sahne var ki akıldan çıkacak gibi değil.
10 yorum:
Sevgili Berrin,
Mutlaka kitabını oku!
Filmi önce seyretmen iyi olmuş, yoksa filmi hiç beyenmezdin. Ben kitabından sonra filmini seyrettim hiç tad alamadım.
Kitabını oku, çok kısa sürede bitireceksin, hemen arkasından aynı yazarın "Bin muhteşem güneşi" ni okumanı tavsiye ederim.
Her iki kitabıda gözyaşları içinde bitirdim.
Sevgiler...
Stone yine boş durmamışın :) yeni yazınla burdasın ne güzel...en kısa zamanda bende izlemek isterim..Madem izleyen herkesde farklı bir şeyler hissettiriyor...Bakalım ben izlerken neler hissedeceğim...Bende izledikten sonra hissettiklerimi sizlerle paylaşırım..
Bende aynı tavsiye de bulunmak istiyorum.Gerçekten okunulası kitap uçurtma avcısı ve ondan daha da etkileyicisi Bin muhteşem güneş.Aslında bin muhteşem güneş bile filme uyarlanabilir ama okumak daha hoş.Ben her iki kitap hakkındaki yorumlarımdan kendi bloğumda bahsetmiştim.bilgi edinmek isterseniz.sevgiler.
Bu aralar okuma isteğimin yanında büyük bir odaklanamama sorunu yaşasam da ilgimi çekti.Özellikle alıntı yaptığın yer çok hoş,teşekkürler paylaşımın için...
kitabını mutlaka okuyun. Her şey görselliğe aktarılamıyor. Kitabın sonlarına geldiğimde göz yaşlarımı tutamamıştım.
Kitabını okuyamadım ama filmi Persepolis filmiyle aynı zamanda izlediğimde Türkiye'de türban sorunları tartışılıyordu tüm dehşetiyle.İran Afganistan ve ardından Türkiye mi itiliyor hilafetin ve yobazlığın içine gibi endişeye kapılmıştım.Filmi bir daha izleyebilirim.Teşekkürler dilek.
Berrin'cim ben kitabı okuyanlardanım. Ve hırsızlıktan bahsettiği kısım beni en çok etkileyen kısımlardandı.
yaşamın kıyısında; kitabı okumak istiyorum kesinlikle filmden daha etkileyici ve lezzetli olduguna emnim. kitabın yeri her zaman farklı oluyor.
buz mavisi; verdiğim linkten izleyebilirsin. beğeneceğini düşünüyorum.
mehtap; bin muhtesem güneşi de okuma listeme alıyorum:) teşekkür ederim..
aylincim, kitaba odaklanmakta güçlük çekecegın ıcın önce filmi izle derim. çok özel, incitici, düşündürücü ve yer yer aglama ıstegı uyandırdı bende..
lalenın bahcesı;'son'lar genelde ağlatıyor insanı..büyük ihtimal bendede ağlama hissi uyandıracak yada aglatacaktır.
sufi; yobazlığın ürkütücü yanınada şahit olunuyor filmde. birde ilginç gelen 'sakal devriyesi' oldu :)zoraki olan hiç bir şeyin anlamı yok oysaki..
cocukla cocuk; evet o kısım ne kadar hoş ve anlamlı..
tüm yorumlar için ayrı ayrı tesekkur edıyorum..
önce kitap sonra film olmalıydı :)
daha bir guzel oluyor,,
istanbuldan sevgiler,
istanbuldan martılar :)
Berrincim alıntı yaptığın yer gerçekten çok hoş. Çarpıcı cümleler içeriyor. Filmi mutlaka izleyeceğiz belki de birazdan eşim nöbetçi :)) Teşekkürler link için ve tabi ki paylaşımın için canımcım. Öpüyorum
Yorum Gönder