24 Şubat 2010 Çarşamba

Kırık Bank ve Maribel

Kırık bir banktan izliyorum şimdi Kız Kulesini.. demişti şair..ve Maribel yıllardır o bankta oturabilmeyi hayal etmişti. Kırık bankları sevmişti hep. Elindeki anahtarlıkla tarihleri kazımıştı, hep yeşil bankları seçmişti. Ardında hep daha fazla kırıklık bırakmıştı. Kazıdığı tarihler silindikçe anlam kazanıyordu ama o fark edemiyordu..

Maribel epeydir yoktu tam da istediği gibi, tüm çırpınışlarımda yalnız bırakmıştı beni. Aylardan fazla olmuştu gidişi. Hani bir yerlerde olduğunu bildiğiniz ama göremediğiniz gidişlerdendi. Duyamadığınız, en kötüsü hissedemediğim gidişlerdendi.
O mu bana ben mi ona daha çok kırgındık yoksa bir aradayken dilek tutup denize fırlattığımız taşlar mı kırgındı hakkı olmadan hem de umut ettiklerimizi insafsızca alıp derinliklere sakladığı halde.

Maribel yakınlarımdaydı şu sıralar, artık hissetmeye başladım. Saçlarının kokusunu duyabilecek kadar yakındı hem de. Benimkiler kısaldıkça kısalmış onunki yine uzun ve parlaktı.
Kokusunu alıyordum ama yüz yüze gelemiyorduk. Sanki göz göze geldiğimizde korkunç bir şeyler olacaktı. Sanki kocaman bir bıçakla parça parça edilecekti göğüs kafeslerimiz.
Maribel, bıçaktan, kanatıcı şeylerden korkardı, ben ise dar alanlardan nefessiz kalmaktan.

En son gördüğümde henüz yazın başıydı minik sarı ördek yavrularını, sarı bir kalemi ve aynı renk bir taksiyi hatırlıyorum. O gün her şey sarıydı, sevmediğim hastalıklı bir renkti.
Ama yinede mutluyduk.
Her mevsimden ikişer tane geçti sarıdan başka renklere bulanarak, ben Maribel’i aramadım yalnızca ara sıra düşündüm. O hiç gelmedi ve sanıyorum ki düşünmedi de.
Asla kopamayacağımızın rahatlığı da olsa gerek. Nasıl olsa dönüp dolaşıp birbirimizi bulacağımızı bilmenin güveni vardı.

of..Maribel, biliyorsun ki mesafeyi araya zaman girmesini sevmem. Tutulup kalırım..
Çok özledim hadi gel sana ihtiyacım var, biriktirdiklerimi alman gerek benden diyemem.
İkimiz için uzun zaman oldu , ağır olacak aldıkların gözlerine kadar dolacaksın belki..ama..gelmelisin.
O kırık banktan kız kulesini hala izleyemedik ve rüzgara karışan zibbo kokusunu hissedemedik, biliyorum Maribel...
Şimdi bir yerde kırık bir bankta bugünün tarihini kazıyorsun hırçınca, yakındasın..
Artık gel ve al bendekileri, ama sakın gözlerime bakma..


***maribel, banadairlerimi biriktirdiğim şeker kavanozum..

7 yorum:

Aylin Ünlü dedi ki...

Mükemmel olmuş bu yazın,iliklerime kadar hissettim özlemi ve korkuyu...etkilendim.

Berrin dedi ki...

okuduğun ve yorumladığın için teşekkür ederim..
bende yeni yazını(o yazıyı) okumayı bekliyorum :)

Unknown dedi ki...

Uzat kavanozu içine bir şeyler bırakalım...

Adsız dedi ki...

sarı rengi severim, sonbaharda başka olur, ilkbaharda yeşilin üzerinde başka durur.

Aylin Ünlü dedi ki...

video eklemek için yardımına ihtiyacım var,izleseneden klip nasıl yüklüyorsun yardım edebilir misin?

Berrin dedi ki...

HACİVAT, Maribel'e sadece ben bir şeyler bırakabilirim ama şimdi kayıp.

M.C, yeşilin üzerine en güzel yakışan renk turuncudur oysa ki..

AYLİN, elbette, bakıyorum hemen..

Funda dedi ki...

Bende bir maribel almalıyım sanırım kendime :) Benim biriktirdiklerimde bana ağır geliyor çünkü...