‘Bu kemerden tek hamlede kenarlarını değdirmeden geçersen, usta bir şoför olmuş sayılırsın, dedem öyle söylerdi’ dedi..ve tek hamlede zorlanmadan geçti..Kalenin surlarının önüne park edip, aşağı indik.
Serin ve rüzgarlı bir gecede yanıp sönen ışıklarıyla Ankara’yı izlemek küçük sayılabilecek bir çocuk için ne hissettiriyordu şimdi hatırlayamıyorum. Tek bildiğim korkmuş ve kendimi annemsiz yapayalnız, belki bir çölde tutunacak hiçbir şeyim yokmuş gibi üzüyordu.
Bir iki kadeh sonrasında iyice sarhoş olacak kıvamdaydı. Çocukken top oynarlarken topun surlardan aşağı kaçması halinde en az 15 dakikada alıp geldiklerini anlatırken yüksekten korkan ben eğilip aşağı bakınca kaçan topu alan kişi olmak istemeyeceğimi düşünmüştüm.
İyice üşümüş, uykum gelmişti, sadece eve anneme gitmek istiyordum
Üzgün ve kahretmiş duruşundan etkilenmiştim. Yinede ona acımıyordum. Beni alıp gidecek geri dönmeyeceğiz fikri soğuktan daha çok ürpertiyordu.
Geçmişine dair hemen hiçbir şeyin kalmadığı yerde, sadece yaşlı bir aile dostları yaşıyordu. Bayramda geldiğimizi hatırlamıştım, eski tarihi evde yarı yatalak olarak yaşıyordu ve 15 senedir hiç dışarı çıkmamıştı. Evin bahçesinin kocaman ahşap kapısı bir o kadar büyük antika bir anahtarı vardı. İki katlı evin üst tarafı sanki daha sessiz ve kendini dinlenmeye çekmiş gibiydi. Gece o evde o sessizlikte yaşamaya alışmak nasıl bir şey olmalıydı?
O teyze birkaç sene önce öldü. Surlardan topu aşağıya kaçan elinde büyüyen çok sevdiği çocuğun ondan seneler önce öldüğünü, üzülmesin diye söylenmediğinden hiç bilemedi.
O gece eve döndük..Kaçta ve nasıl bilmiyorum.
Seneler oldu oraya gitmeyeli. O manastır gibi olan tarihi evin sessiz karanlık hışırtılı odalarına kapanmak ve ölmeseydi o teyzeye bakmak isterdim şu sıralar..
Ve bir gece gidip, o kemerden tek hamlede geçip surların önünde durup elimdeki topu aşağıya bırakmak istiyorum.
Belki o çocuk geri getirir diye..
15 Şubat 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
17 yorum:
Gelir mi dersin?
Seni okurken niye hep boğazımı bir yumruk tıkıyor?
Sevgiler...
son derece bagirarak aglayan ikon
:'(
O teyze surlardan topu aşağıya kaçan çocuğun öldüğünü artık biliyordur değil mi?Ama sen yine topunu aşağıya bırak, teyze aşağıda yakalar çocuğa verir...
yasamın kıyısında; gelmez..
benden de cok cok sevgıler..
lolla; sadece ıkonlarda agla..
ve gıdene kal deme :)
sufi; evet bılıyordur. yorumun cok etkıledı benı. tesekkur ederım..
Yine ilginç, güzel ve bir hayli de dokunaklı bir yazı... Tebrikler Berrin...
Bu arada blogumda senin için bir ödülüm var, uğrarsan sevinirim...
bu yazıları okumayı çok seviyorum..
o çocuk o topu getirmez belki ama..
ya bir gün demeden de kendimi alamıyorum..
yüreğinle kal..
muhabbet cıcegım, tamam canım:)
bulut, ödül ve yorum ıcın tesekkur ederım..
gayyor; tesekkur ederım..
sevgıyle kal..
İlk okuduğum anda da bugün de aynı duyguyu hissettim,zamanın fark yaratmayışı etkiledi beni bu defa,çok güzel yazmışsın.
Öpüyorum seni...
Stone güzel şeyler paylaşmışın ama kafam hala yerinde değil o nedenle yorumu daha sonra yazıcam....yüreğine sağlık arkadaşım.
Benden sana bir mim,göz atarsan sevinirim.
Berrinnn geri geldi Karalamaca :))))
geldi bakkkk :)))
sana tesekkur ederimmm uzuntumu anladin deger verdin yorumlarınla .)
mmmuuucckkkks .)
berrin ilgilenirmisin bilmiyorum ama bizimm yazdığımız bölümde sorun var .. hiç bir şey görünmüyor!!! belkide güncellenmesi gerek..!ne lahana suyu başlığı .. nede önceki yorumlar hiçbirşey yok..!bilesin
aylıncım tesekkur ederım guzel yorumun ıcın ..ve blogunu okudum. en kısa zamanda yazıcam..
buz mavısı, tesekkur ederım..
lolla, tum sevınclerın boyle coskulu olsun :)) sevındım senın ıcın..cok sevındım hemde..
cecıl, elbette ılgılenıyorum. parcam oldunuz artık benım :) yazmıyorum oraya cok sık ama takıpteyım. su anda sorun yok. bazen gecıcı hata verıyor olabılır.
Daha önce yorum yazmıştım ama hata olmuştu ve yayınlanmamış :(
O an ki duygularımla ne yazdım bilmiyorum ama şuan demek istediğim, yaşamak ve yaşatmak, geçmişi anımsamak güzel olsa gerek. İnsanın ciğerlerine temiz hava çekmesi gibi bişey bana göre.
Geçmişi bu günde yaşamak yaşanılası birşey.
sevgili berrin,
ilk yazdığın gün okudum yazını ve öylece kalakaldım birde şu parka salıncakta sallanan kız yazısında öylece kalmıştım.Bazen öyle şeyler yakalıyorsun ki benden ne desem nasıl yorumlasam bilemiyorum.İlk günden beri zaman zaman düşünüyorum bu yazıyı bana acayip bir hüzün veriyor.Anannemi kaybedeli çok olmadı.Hayatta ilk kez onunla birlikte bu kadar çok sevdiğim birini kaybetmiş oldum.Şimdi yeri kocaman bir boşluk.BAzen bir hırka bazen bir koku bazen bir rüya geri getiriyor onu bana.Ve ben hiç hazır değilken yakalanıveriyorum bazende bekliyorum onu ama gelmiyor.O yüzden sanırım gidip o topu oraya atman bir işe yaramaz.O en ihtiyacın olduğu anda geliverir zaten.
sevgiler
Stone,
Hiç bir şey eskisi gibi değil, ya insan oğlu yada tabiat, geçmişi belkide geleceği herşeyi silip süpürüyor....İzleri silinmeyenler ise sadece acı tatlı yaşadıklarımız, yaşattıklarımız olsa...o küçük çocuk için bile o topun surlardan aşağı düşmesi, getirmesi eminim zor olmamıştır..Onun tek endişesi aşağı topa belkide bir daha kavuşamamakatır...aşağı indiğinde taponu alıp aynı heyecanla surlara ulaşıyordur.....Geçmişte acı tatlı anıların,yaşanmışlıkların silinmediği bir yaşam dilerim tüm herkese..yine en güzel şekilde, içten ve samimi yaşamını yansıtmışın.Yüreğine sağlık.
iyi akşamlar.
fundacım, gercı pek cıgerlerıme temız hava cekmıs gıbı omadım yazarken ve hatırlarken :) ama olsun. yorumun ıcın cok tesekkur ederım..
tabıat ana, aslında cogu huzunlerımız aynı, belkı ben onları kaleme dokebılıyorum..
anneannene rahmet dılıyorum..cok zor oluyor sevdıgın bırını kaybetmek.
bılmem, ıhtıyac duydugumda gelemedı..gelmek mı ıstemedı ki? bılmıyorum. yorumun ıcın tsekkur ederım..
buz mavısı, tesekkur ederım ıctenlıgı sezdıgın ıcın..
Yorum Gönder