27 Eylül 2008 Cumartesi

Öykü'nün Öyküsü VI

Çetin, Öykü’ye, ‘konuştuğumuz gibi yalnız sen gireceksin içeri ve birkaç saate kadar almaya geleceğim. Oradan da doğruca çiftliğe at binmeye götüreceğim seni’ dedi. Öykü başıyla evetlerken, Selvi tek kelime etmeden, küçük kızın omzundan tutup içeriye doğru yöneltti.
Suna, Çetin’nin sesini duyunca iyiden iyiye buz kesmişti. Olduğu yerde ayakta çakılı duruyordu, taki odaya Öykü girene, kızıyla göz göze gelene kadar..Zaman durmuş, zaman yitmiş, zaman labirent, zaman küsmüş, zaman ezmiş, zaman.. git artık..

Öykü, Selvi teyzesi gibi uzun saçlı, topuklu ayakkabı giyen bir anne hayal etmişken, karşısında kısacık saçlı, ufak tefek, anneden çok bir ablaya benzeyen ‘anne’sini görünce hayli şaşırmıştı. Selvi, Suna'ya bakıyor, Suna Öykü'ye tapıyor, Öykü sadece oradan gitmek istiyordu o dakikalarda. Suna koşmak sarılmak, öpmek koklamak ağlamak için neler vermezdi o an ama hiç birini yapamıyordu, ‘merhaba’ diyebildi sadece..Bir yabancı yada bir komşu teyze gibi. Selvi hemen Öykü'ye gülümseyerek ‘annene merhaba demeyecekmisin’ dedi.
Öykü yere bakıyordu sadece..’hoş geldiniz’ diyebildi.
Suna daha fazla dayanamayıp hızla Öykü'ye sarıldı. Şimdi her yer kristaldi, anne yüreğinde kırılıyordu tüm ışıklar, yedi renge ayrılıyordu, her renk Öykü’de bitiyordu.
Öykü’nün kalbi çarpıyor, yağmur damlalarından laleleri görüyor, ağlamaya başlıyor, ve ‘anne’ ‘anne’ diyordu.

Çetin, sabırsızca Öyküyü almaya geldiğinde, anne kız tek kelime daha etmemiş, sadece sarılıp, yarı uyuşmuş yarı iç çekerek oturmuşlardı. Öykü'nün gitmesi gerekiyordu. ‘Artık seni hiç bırakmayacağım bebeğim’ dedi Suna. ‘hiç’..söz veriyorum telafi edeceğim olmadığım zamanı..şimdi git babana. 'Ben artık buradayım, sen neredeysen orada’ dedikten sonra..

Öykü usulca kalktı ve gitti.
Suna yerinden kalkamıyor, üşüyor, titriyor, konuşamıyordu. Yıllardır kendini ne kadar sıkmış, ne kadar direnmişti, şimdi ise tüm direncini kaybetmişti Kızına kavuştuğu şu saatlerde. Bir noktaya bakıyor, Çetin’in tokatları yüzünde patlıyor, bebek ağlıyor, balkon kapısı çarpıyor, telefon çalıyor, canı acıyor, günler geçiyor, yalandan gülümsüyor, tehditlerle yaşıyor, artık hayal kuramıyor, gece olsun istemiyor, minik yavrusunun yanında yatıyor, yine kapı çalınıyor, yine canı acıyor, günler geçiyor, kemikleşiyor, neden diyor, Çetin Suna'yı seviyor. Asla gidemezsin diyor. Suna zayıf, Suna zavallı. Suna artık kendini sevmiyor. Zamanında Çetin’i sevdiği için. Suna kalkıyor, aynada yüzüne bakıyor, tek gözünü açamıyor, daha fazla bakamıyor, kızını kokluyor, çıkıp gidiyor. Suna kanapede bir noktaya bakıyor. Elleriyle kulaklarını tıkıyor, Çetinden nefret ediyor. Tüm bunları hatırlamak istemiyor. Gözünü açıyor, kabustan uyanıyor, ‘Selvi bana hemen bir ev tutalım’ diyor.

Hakan’ın telesekreterine ‘dün Öykü’ye sarıldım. Ev tutuyorum. Onu bir kez daha bırakıp gelemeyeceğim. Beni anlıyorsun. Biliyorum’ deyip kapatıyor.
Hakan, Suna’yı anlıyor.
Suna, her gece Hakan’ı düşünüyor, özlüyor.
Suna, gençleşiyor kızıyla, Suna yaşlanıyor, sevdiği adamdan uzakta.


14 yorum:

sufi dedi ki...

Çok acıklı geldi Öykü'nün daha doğrusu Suna'nın öyküsü bana.Devamını mutluluğuna bağlayamazmısın?Eğer yazdıkların gerçekse-belki olur ya-hayat hikayesi senin kaleminin sihiriyle değişiverir, acıları mutluluğa dönüşür.Sevgilerimle.

Mehtap dedi ki...

Bu öykünün sonumuydu canım.Ahh! çok etkilendim adı üstünde öykü.Ne sulu gözlü insanım ya.Okurken gözlerim doldu yine.Canım yüreğine sağlık.Çok güzeldi.

Berrin dedi ki...

sufi; belki bir sihir yaparım :) tesekkur ederım..

mehtap; bende bılemedım öykünün sonu mu? sanırım devam edecek. acıkcası yazarken ıkı yerde benımde neredeyse gozlerım dolacaktı. ruhum sıkıldı, canım acıdı devam edemedım :) tesekkur ederım..

Cocukla Cocuk dedi ki...

kızına kavuşup bi daha bırakmak zor tabi, Suna'nın geçmişte yaşadıkları, bırakıp gittiği kısımda çok duygulandım. Kimse kendimizi güçsüz hissettirmemeli bize. Hakan dan uzaklaşması ise üzücü tabi. Bakalım devam edecek mi?

Aylin Ünlü dedi ki...

Tadı güzel bu hikayenin,bakalım neler olacak diğer bölümlerde...

Gökkuşağının Rengi dedi ki...

Canım seni bir mim bekliyordu ama bir bakarsan sevinirim:))Öptüm canım.

Funda dedi ki...

Bende çok etkilendim. Çetin'in yaşatııkları çok acı suna çok acı çekmiş bir kadın...
Devamını bekliyorum ama hakan da onlarla olsun :))

bulut dedi ki...

En etkilendiğim bölüm bu oldu, çok güzeldi.

Gökkuşağının Rengi dedi ki...

Sobeledim seni:))

Berrin dedi ki...

cocukla cocuk; ne kadar dogru soylemıssın, kımse kendımızı gucsuz hıssettırmemelı bıze! tesekkur ederım..

aylıncım; bakalım kahamanlarımızı neler beklıyor;)


gokkusagının rengı; baktım..tesekkurler..

funda; :)) hakan buraya yumruk havaya demezsen gelmeyecek :)

bulut; benimde.. tesekkur ederım..

Funda dedi ki...

Ha-kan Buraya Yumruk Havaya :))
Ha-kan Buraya Yumruk Havaya :))

Bak dedim artık gelmezse ayıp olur :))

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Öykü bitti ise, bağlantı çok güzel olmuş. Hele son iki satır çok anlamlı.
Devam edecekse, mutlu son isteriz. Buna ulusca çok ihtiyacımız var.
Ellerine sağlık,
Sevgilerimle...

Berrin dedi ki...

FUNDA; BAKALIM GELECEK MI :) GELIR GELIR..

YASAMIN KIYISINDA; SANIRIM DEVAM EDECEK.. TESEKKUR EDERIM. SEVGILER.

Adsız dedi ki...

Bu bölümü kaçırmışım,nedense okudum sanıyordum.gelişme ve sonuca yaklaşılmış bir an önce acılar , özlemler bitsin.Mutluluk gelsin yağmur sonrası gökkuşağı çıksın dergibi olmuş :))