10 Mart 2008 Pazartesi

hava ayaz mı ayaz, ellerim ceplerimde


Denizin siyahlığı, buz gibi bir hava üşüyen çorapsız ayaklarım, akıl almaz bir sessizlik, sadece uzaklardan gelen rüzgarla birlikte ses çıkaran bir çandı duyduğum.

Neredeyse bu fotografla birebirdi yaşadığım, tek farkı üzerimde montumun ve beremin olmasıydı.

Hiç bir şey düşünemeyip inceldiği yerden kopsun hallerimdeyken hep üşümeyi seçiyorum, bu bir nevi kendimi cezalandırma mı bilemiyorum.

Buz gibi havada incecik giyinmek, yağmura fırtınaya aldırış etmeden ellerim ceplerimde dolaşmak.

Evimin yanan ışıklarına uzaktan bakmak. Bu ne tuhaf ve acı bir duygudur.


Bu gece hissettiğim diğer bir histe çok sevdiğin bir şeyin avuçlarının arasından kayıp gitmesini göz göre göre seyretmenin yapacak hiç bir şey olmadığını bilmenin verdiği üzüntüydü.
Bazen kapkaranlık dalgalı buz gibi bir denizin sularına kendimi bırakmak nasıl olurdu diye düşünüyorum, biraz ürperiyorum.Ne kadar süre çırpınacağımı ve suyun ne kadar soğuk olabileceğini hayal ediyorum.



24.12.07


Benzer hisler bu gece de kapımı çaldı. Ama açmadım..

11 yorum:

Goddess Artemis dedi ki...

AAAAAAAAHHHH, AH!

hava ayaz mı ayaz
ellerim ceplerimde
bir türkü tutturmuşum
duyuyorsun değil mi

çalacak bir kapım yok
mutluluğa hasretim
artık sokaklar benim
görüyorsun değil mi

zaman akmıyor sanki
saatler durmuş bugün
sonsuz yalnızlığımda
bir tek sen varsın bugün

ya dön bana artık
duyuyor musun beni
ya çık git dünyamdan
anlıyorsun değil mi

bir resmin kalmış bende
tam ortadan yırtılmış
hani siyah kazaklı
biliyorsun değil mi

gözlerimden süzülen
birkaç damla anıda
senin sıcaklığın var
anlıyorsun değil mi

zaman akmıyor sanki
saatler durmuş bugün
sonsuz yalnızlığımda
bir tek sen varsın bugün

ya dön bana artık
duyuyor musun beni
ya çık git dünyamdan
anlıyorsun değil mi

Cocukla Cocuk dedi ki...

Hay Allah, bak şimdi ben de ürperdim...neydi seni bu kadar üzen :((

Aylin Ünlü dedi ki...

Duygulu,sessiz ama bir o kadarda gürültülü,gizli,kapaklı..Kısaca herzaman ki gibisin..Teşekkürler kalemine sağlık..

ilham perisi dedi ki...

Aman Berrin çığlık at,öfkelen ,delir,kavga et ama sulara gitme sakın...

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım, çok beğendim yazını. Açma o kapıları sen. Hep iyi ol olurmu. En çok şu cümleyi beğendim. Bu kelime bana çok uyuyor bugün.
''Bu gece hissettiğim diğer bir histe çok sevdiğin bir şeyin avuçlarının arasından kayıp gitmesini göz göre göre seyretmenin yapacak hiç bir şey olmadığını bilmenin verdiği üzüntüydü...''
İşte bu cümle beni bitirdi canım. Elinden hiçbirşey gelmeden izlemek...
Öptüm canım

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Sevgili Berrin,
Her kapıyı çalana sakın kapılarını açma,
Sen istemessen hiç bir şey avuçlarından kayıp gitmez,
Yağmurlarda giyinmeden gezmen sadece bedenini ıslatır, ruhunu asla yıkamaz,
Bunların sadece bir yazı yazma ihtiyacı olduğunu varsayıyorum. Yok gerçekte bir ara çok sıkıldım dı dersen sana ilaç!
Ne yağmurdur,
Ne düşünce,
Sıkı sıkı sarıl fokuna,
kokla onu doyasıya.
Sevgiyle Sevdiklerinle kal,

Aylin Ünlü dedi ki...

Berrin küçük şen çocuklar gibi oluyorum senin şuan ki parçanı dinlerken,pek hoş ya:)))

mahallenin delisi dedi ki...

bir ortak nokta daha işte. soğukla kendini cezalandırdığını düşünen kaç insan daha vardır acaba yeryüzünde? rüzgara karşı inandına inadına yürüyen, parmakları uyuşsa da acıdan eldiven takmayan...

Enes dedi ki...

Rafta üzerini toz kaplamış bir yazıyı çıkarmışsın gün yüzüne. İyi de etmişsin. Okumak güzel, seni yine. (:

Ebruli dedi ki...

Merhaba; avuçlarının arasından kayıp giden şey neydi? Umarım çok kötü birşey olmamıştır.
Hoşçakal Berrin...

Goddess Artemis dedi ki...

Bu şarkıyı bloğunuzdan hiç kaldırmamanızı rica etsem, çok şey mi istemiş olurum? Her yazınızı mutlaka okuyorum RSS reader'ımdan zaten, ama bu şarkıyı dinlemek için her gün geliyorum bloğunuza...