24 Ocak 2008 Perşembe

eski defterler

Eski defterlerim karıştıramayacağım kadar uzaktalar, sadece içlerinden birini kapıp gelmişim buralara.Bu gece karıştırdım sayfalarını 10_12 sene önce yazdığım şiirlerimi bile buldum içinde.Eskiye ait saklamak istediğim herşeyin bulunduğu bir kutum var şimdi emin ellerde, hiç değilse senede bir kere açıp içine saatlerce gömülmeyi seviyorum.Bir kaç ajanda,şirin not defterlerim eski fotograflar, yazılarım, şiirlerim biriktirdiğim hatıralarım.Atmaya kıyamadıklarım, yangından ilk kurtarılacaklarım onlar..
Eskiye ait şeyleri biriktirmek ve onlardan kopamamanın altında güven duygusu eksikliği yatıyormuş, yeni okudum.Ben bu şekilde düşünmemiştim oysaki, sakladığım tek bir monte carlo sigarası, boş sakız kabı, çikolata kağıdına düşülmüş güzel bir not, şimdi elimde olsa belkide dinlemeye cesaret edemeyeceğim telesekreter kasetleri, gittiğim yerlerden yada özel günlerden kalma peçeteler,tiyatro, sinema yada otobüs biletleri, sıradan taşları ve buna benzer sakladığım bir çok şeyi yeniden görmek beni hüzünlendirmenin yanında mutlu da ediyor.
Eski defterimin içinden bir de şarkı buldum çıkardım.
Yine karlı bir ocak ayına götürdü beni.On kısa yılın tozu birikmiş üstüne..Ve,
herşey birikmişte insanları biriktirememişim.Bir şarkı bir şiir yada bir anahtarlık gibi olduğu yerde beklememiş kimse.

15 yorum:

PuCCa dedi ki...

benimde bir kutum var öyle içine sakladığım hayatımın kesitleri.. Şimdi bile açıp bakmaya cesaret edemiyorum, hatalarım, aşklarım, sıradanlıklarım, salaklıklarım hepsi o kutuda.. Çocuğum olursa 14 yaşında ona hediye etmeyi düşünüyorum, tabii biraz sansürleyerek :P

Unknown dedi ki...

merhaba,bloğunuzu çok beğendim.benimde tıpkı,sizin gibi yazdığım şiirlerim,günlüklerim var .onlar öylece durup açılmayı bekliyorlar.bense onları açmaya cesaret edemiyorum bir türlü.

Aylin Ünlü dedi ki...

Canım benim,derin bir gece geçirmişsin belli..Bazen olur öyle,benim de liseden kalma bir defterim vardı içinde derin hikayeler olan,kağıtlar vardı yazıştığım,yazdığım..Hastalandığımda bana alınan çukulata kağıtlarındaki notlarım vardı,bir tanesinde şöyle yağıyordu,keşke şuan kar yağsa ve biz.....Hey gidi hatıralar hey...

SERAP dedi ki...

Hatıralara gömülmemek mümkün değil ama güven duygusu eksikliği kısmına katılmıyorum.Geçmişini sahiplenmek daha mantıklı geliyor bana bu durumu açıklamak için.Eski ajandalar,kitap aralarından çıkan küçük notlar ve resimler bizi biz yapan en kıymetli hazinelerimizdir aslında.

zehra dedi ki...

mutlu saglıklı hoş bir hafta sonu diliyorum

zelebek dedi ki...

şöyle bir düşündüm de
hani annelerimize deriz ya çöp ev gibisin, ne arasan sende bulunur diye ...

işte yıllar geçtikçe bakıyorum bizlerde onlara mı benzedik nedir..

baksanıza; hepinizin ayrılamadığımız anısı olan eskileri var...
saklamak istedikleri, unutamadıkları, sevdikleri anısı olan küçük dahi olsa hayatında kapalı bir köşede gizlediği atamadıkları var.

senede bir değil de her canımız istediğinde çıkarıp da o tozlu kutulardan bakarsak mutluluk ve özlem depolandığımızı hissedeceğiz...

çok güzel konular buluyorsun...sanırım sanatçı ruhundan dolayı olsa gerek..ne de olsa bır KOVA burcusun....hahaa

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım, benimde öyle bir kutum var. İçinde eski ortaokul yıllarında yazdığım günlüğüm, mektuplar, eski resimler, önemli günlere ait gittiğim yerden aldığım peçeteler falan. Hepsi bende de var. O kutuyu her açtığımda hem hüzünlerinirim, hem mutlu olurum neler yaşamışım derim neler. O günlere beni götürdün tatlım. O kutumu bende açacağım şimdi, eski günlere geri dönmek adına. Öptüm

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Bu arada şarkı beni çok uzaklara götürdü. Çok güzel bir şarkı bu canım... Hala hep dilimdedir bu şarkı.

stickman dedi ki...

bana güzel bi fikir verdin ya :) bende böyle bi kutu bulmayı düşünüyorum. bende yapcam :)

mahallenin delisi dedi ki...

benim de var böyle bir kutum =) bir değil birkaç tane hatta. anılarım, hayatımın kesitileri onlar benim için. peçeteye yazılmış bir not, bir çikolata kağıdı, biletler, eski defterler, fotoğraflar... neler neler. beni ben yapan, büyüten, acıtan, olgunlaştıran, mutlu eden bir sürü şey.

ister güven duygusu eksikliği desinler, ister psişik kişilik bozukluğu, "beni ben yapan"lar onlar. asla unutmak istemediklerim. çocuklarıma (belki de tek) mirasım.

yalnız o şarkıyı koymayacaktın be berrin'im. olmadı işte... nasıl dönücem ben gittiğim yerlerden şimdi?

400 Darbe dedi ki...

Yıllandı ekşidi zaman. Sandıklar ise tozlarının son damlasına kadar koruyorlar bizi değilmi ?..

Adsız dedi ki...

'unutamadıklarımız unutmaya cesaret edemediklerimiz'mi acaba?Eşyaların yerlerini değiştirirken bende yok etmeye kıyamadıklarımla karşılaşmıştım vaktimin olmadığı için de onları daha so nra düzenlemek için başka bir koliye a ktardım.Hala düzenlenmeyi,yerleştirilmeyi ve yeniden anımsanmayı bekliyorlar bir köşede öylece..ne hayaller ne acılar ne mutluluklar gizli şimdi o kolide.. en kısa zaman da bende onlara bir el atayım..paylaşmak üzere sevgiyle...yasmin crawfort
aklıma düşmüşken benim mavi kapaklı bloknotum hala sende dimi canım?Sakın attım deme,kaç gündür o defter aklıma girip çıkıp duruyor içinde neler yazdığını bile unuttum..hatırlatsana

ilham perisi dedi ki...

Canım benim eskilere hep özlem duyuyoruz.Çünkü yeni gelen zaman bize tatsız geliyor git gide.Bu bir kural heralde.Yada genel olarak böyle.Çünkü eskide kötü şeylerde bırakıyor insan.Ama güzellikler hep iç çekilerek burnunda sızlıyor insanın..
Bekliyorum şu tablet işini ne yaptın.Elinde çiz çıkar artık şu sanatçı ruhunuuu.hemde çok iyi hissedeceksin.

Berrin dedi ki...

pucca,yaş sınırını 18 yap ıstersen :)
tuğba; teşekkür ediyorum..elbet zamanı gelecek yüzleşeceksin..

aylin; keşke şu an kar yağsa ve biz..uzun uzun yüresek ellerimiz ceplerimizde :)

serap; açıkçası bende oyle dusunmuyorum hatıraları atmak kendını yok etmek gıbı bır sey olsa gerek..

zehra; yorumun ve temennın ıcın tesekkur edıyorum :)

zebelek; evet sanırım kovalıgımdan gelıyor basıma ne gelıyorsa :) tesekkur ederım..

muhabbet cıcegı; desene sende bendensın pecete bıle var demek :)
şarkı ise anlatılmaz yaşanır türden çok feci :)

stick; kutuyu çok aramana gerek yok, marketten bulduğun boş bir koliyi kullanıver benimki öyle :)

mahallenin delisi; hala paralel gidiyoruz..gittiğin yerden dönerken benide alırmısın :)

leyleğin geciken adımı; ne kadar toz birikirse okadar derinleşiyor zaman...

yasemincim; hiç atarmıyım yüz yıldır saklıyorum o mavi kaplı blognotunu :) içinde her bisey var..elimle teslim edecegim sana onu..

birgül; aklımda da hala ilgilenemedim..aslında inan cok ıstıyorum su cizim paletini..sen arada bir dürt beni :)

sevgiler..

keyifliadam dedi ki...

insanlarda birikiyor en sonunda..
bir tozlu defterin yaprakları,eski bir kutunun tenha köşesi olmasada yerleri. Kırık bir kalbin tenhalarında birikiyor insanlar.Her zaman değil belki ama gerektigi zaman görülüyor.Detay sanırsın ilk bakısta,görürsünki detay değildir hiçbirisi...
Büyük,eski ve artık ölü bir sevdanın türbedarı olan kalpler bilir ancak bunu...Ve insanlarda birikir gerçekten....