Taksinin camından, doğup büyüdüğü, ağlayıp güldüğü, kaçıp saklandığı, hayaller kurduğu, hatalar yaptığı, unuttuğu, beklediği, sevdiği, geldiği, gittiği, sustuğu, nefretini kustuğu, anne olduğu, sevdiği hemen herkesin içinde olduğu şehri izliyordu Suna. Bir şeyin tam ortasındayken, en dışında olduğunu yada dışındayken aslında ne kadar da içinde olduğunu hissediyordu. Geçen yedi senenin sonunda ilk defa geliyordu şehrine. Ve ilk defa bu kadar yabancı bu kadar yalnız hissediyordu kendisini, bu bildik caddelerde. Caddenin akışına kaptırıp kendisini hiçbir şey düşünmeyip rahatlamak istediğinde aksine üstüne üstüne geliyordu yıllardır korkup kaçtığı, pişmanlıkları, zayıflıkları ve keşkeleri..
Gergin ve içten içe mutsuzdu otele yerleştiğinde..
Selvi sabah kahvesini elinden bırakıp çalan telefona ilerledi, kimin aradığından emin olarak. İstersen Çetin ile ben konuşayım, Öykü’yü buraya getirir ve bizim evde görüşürsünüz, ne dersin dedi? Suna hayli bitkindi ve görüşmeye dair kafasında bir şeyler oluşturmamıştı, tek istediği kızını görmekti ve Selvi’nin teklifini hiç düşünmeden kabul etti.
Çetin, bir yandan Selvi’nin bu işe karışmasına kızgın, bir yandan da tam olarak ne karar vereceğini bilemiyordu. Öykü’yü, Suna’ya olan nefretini ve en çok da terk edilmekle kırılan onurunu düşünüyordu.
Öykü, akşam üstü odasında önündeki yap bozu tamamlamaya çalışırken babasının zamansız eve gelmesine şaşırmıştı. Çetin, konuşmakla konuşmamak arasında gelip giderken, bir anda ‘annen gelmiş ve seni görmek istiyor’ deyiverdi. Kendide şaşırmıştı ağzından çıkan bu cümleye. Öykü öylece dona kalmış ‘anne’ ‘gelmiş’ ‘görmek’ ‘istiyor’ kelimelerini kafasında yan yana getirmeye anlamaya çalışıyordu. Annesi gelmişti, yağmur kokusu ve laleler, annesi, saçları, gelmiş, görmek istiyordu. Uzun süre konuşamadılar, sonrasında Çetin, yarın Selvi teyzenlere gelecek ve eğer istiyorsan seni oraya götüreceğim diyebildi. Öykü babasına, sende gel sende yanımda ol ama tamam mı?dedi. Yine konuşamadılar. Çetin tüm gün içinde savaş vermişti, Suna’nın hakkı yoktu ona göre Öykü’yü görmeye. Sorumsuzluğunun bedelini ödemeliydi, öte yandan Öykü’ye bu haksızlığı yapmamalıydı. Kızı büyümüştü ve kendi kararını vermeliydi. Hiç değilse yarın görüşmelerine izin verecekti.
Suna odasından hiç çıkmadı. Eli ayağına dolaşıyor, içi içine sığmıyor, bir yandan korkuyor ve Selvi'nin aramasını bekliyordu. Bir zamanlar her şeyi olan şehirde, şimdi bir yabancı, şimdi bir suçlu, şimdi bir korkaktı.
Onurunun zedelenmesine, yaşadığı şiddete, aşağılanmalarına, hayallerinin ve mutluluğunun elinden alınmasına razı mı olmalıydı? Tüm bunlara karşı direndiği için kızından olması ne kadar adildi? Şimdiden sonra tüm bunları Öykü’ye nasıl anlatabilir, nasıl af dileyebilirdi? Şansı varsa kızı kendine çekmiş, kin tutmamış, sevgi dolu, yumuşak, anlayışlı bir çocuk olmalıydı. Ve öyle olması için çok şeyini feda edebilirdi Suna.
Selvi, Çetin’in olumsuz bir tavır sergileyip Öykü’yü getirmeyeceğinden neredeyse emindi, Çetin arayıp da öğlen Öykü’yü getireceğini söylediğinde , şaşırmış daha da fazlası çok sevinmişti. Suna ise bunu öğrendiğinde adeta yeniden doğmuştu. Keşkeleri, pişmanlığını unutmuştu bir anda. Öykü geliyordu, Öykü yanında olacaktı, belki sarılabilecekti ona.
Öykü annesini görmek istediğini söylediğinde Çetin’in içi bir tuhaf olmuş, üzüntü ve kıskançlığı aynı anda yaşamıştı. Yinede sadece bir kereliğe mahsus görüşmelerine izin vereceğinden içi rahattı. Öykü onun kızıydı ve Suna ile paylaşmaya hiç niyeti yoktu. Herkes hatalarının bedelini ödemeliydi.
Öykü alabildiğine heyecanlıydı. Yine sessizlik hakimdi arabada, İdillere varmasına hepi topu birkaç dakika kalmıştı.
Annesinin, hatırasındaki gibi uzun ve dalgalı saçları olmadığını gördüğünde ilk şaşkınlık ve hayal kırıklığını yaşayacaktı Öykü. Anneler Selvi teyzesi gibi uzun saçlı olmalıydı.
Kapı çaldığında Suna bildiği tüm duaları okuyor ve Çetin'i görmekten ölesiye korkuyordu.
21 Eylül 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
16 yorum:
Öykü'yede Suna'yada bize de eziyet ediyorsun Berrin.
Hadi buluştur artık.
Çok güzel gidiyor
Sevgiler...
Ay canım, gerçek gibi okurken gözlerim doldu.Çok etkileyici ve başarılı.Ancak bu sefer devam edecek diye yazmamışsın.Sakın burada kesip de bizi merakta bırakma.Çünkü anne ile kızını kavuşturmadın henüz. sevgiler...
yasamın kıyısında, aslında bır anlamda kendıme de ezıyet edıyorum :)
cok az kaldı bulusmalarına..tesekur ederım..
mehtap; unutmusum devam edecek dıye yazmayı :)sonuca baglanmadan bıten kıtapları ve fılmlerı sevmem, bu sekılde kalmayacak :)
tesekkur edıyorum..yakında devamını yazacagım..
Bu soğuk pazar sabahında, yıllar öncesinde kalan çocukluğumun 'Arkası Yarın' kuşağındaki radyo tiyatroları tadını almamı sağladın, tek eksiğim çıtırdayan kuzineli soba ve üstünde kızaran ekmeklerin kokusu...
Heyecanla bekliyorum Çetin'in öyküsünü...
bulut; bu pazar sabahı her yerde cok soguk basladı galıba :) soba ve kızarmıs ekmeklerın kokusu, nasılda ozlemısım...
çetinin öyküsü mü? peki:)
Berrincim, süper gidiyor. Çok merak ettim. Umarım sorunsuz olur öykü ve annesinin görüşmeleri. Çok güzel anlatmışsın canım yine. Kalemine sağlık. Öpüldün.
muhabbet cıcegı; cok tesekkur edrım..bakalım bende bılmıyorum nasıl gelısecek laylar :)
:)) Türk filmlerinden sahneler gibi aslında.Eee nede olsa türküz değil mi? Türk sineması ile büyüdük,oradaki karelerle haz duyduk.Toşun paşa ile güldük,ayşecikle ağladık.Kendimi sanki kırk yıllık bir yorumcu gibi gördüm.İçimden ağır yorumlar geçiyor ama ,hikayenin devamında belki paylaşırım düşüncelerimi.Bende merakla bekliyorum hikayenin sonunu.
Gerçekten çok başarılı devam ediyorsun Berrin,Öykü'nün annesine olan tavrının ne yönde olması gerektiğini toparlayamadım,birleştiremediğim ya da unuttuğum yazılar olmalı öykünde,müsait bir zamanda tekrardan bakacağım öykü bölümlerine...
ufkun otesı; aslında yasamlarımızda bır nevı turk fılmı degıl mı :)
aslına bakarsan turk fılmlerındekı anı ve ınaılması zor gelısmeler yok oykumde..sıradan ve herkesın yasayabılecegı olaylar ve duygular..o halde agır yorumlarını oykunun bıtımınde beklıyorum :)
aylıncım; yazma aralılarım bıraz uzun olunca toparlayamaman normal..ınan oykunun annesını gorunce tavrı ne olacak bende bılmıyorum, henuz dusunemedım :)
Berrincim uzun bir ara verdin ama dönüşün iyi olmuş öykü'ye :) gelişmeler çok güzel ve heycanlandırıyor insanı bence öykü zaten sessiz ve olumlu bir çocuk annesine özlemle sarılacağını tahmin ediyorum. Çetine de afferin ilk defa olumlu birşey yaptı :)) Devmını bekliyorum...
merakla bekliyorum devamını...
bakalım buluşma nasıl geçecek, hepsi açısından çok zor bir durum. Ve maalesef bu tip durumlarda pek haklı kısım olmuyor. çocuklar üzülüyor en çok
Canim ya, oykunun ilk bu bolumu okudum, yani 5.yi. Daha once yazdiklarini insallah okuyacagim, vakit bulabilirsem. Uzun sure olmayinca okunacak yazilar boyle birikiyor iste...
Guzel bir hikaye olmus, oncekileri merak ettim simdi...
funda; cetın bundan sonra akıllı bısey yapsa ne olur..
tesekkur ederım :)
keyıflıadam; cok yakında :)
cocukla cocuk; cok haklısın, olan cocuklara oluyor..
ebrulı; tesekkur ederım..
Çok güzel olmuş, hepsini de okudum. Ellerine sağlık :) Bekliyorum devamını.
Yorum Gönder