10 Eylül 2008 Çarşamba

Öykü'nün Öyküsü IV

Öykü eve geldiklerinde daha fazla dayanamayıp çekimser bir ses tonuyla ‘İdillerde Selvi teyzelerin düğün fotoğrafında sende vardın, ve..ve yanında da annem.. kim olduğunu sorunca Selvi teyzem söyledi. Ve ben annemin başka fotoğraflarını da görmek istiyorum' dedi korkarak. Çetin, olduğu yerde çakılıp kalmıştı. Sabah Suna'nın maili şimdi Öykü'nün annesini merak etmesi iyiden iyiye sinirlerini bozmuştu. Hiç cevap vermeden odasına çıktı. Öykü öylece kalakaldı. Tekrar söylemeye ısrar etmeye cesareti yoktu. Annesiyle ilgili bildiği tek şey onu ve babasını bırakıp başka bir ülkeye gittiği kendine yeni bir hayat kurduğuydu. Hayal gibi kopuk kopuk hatırladığı birkaç şey vardı ve bünyesinin alışık olmadığı tatlı bir sıcaklık tarifsiz bir duygu hissediyordu o silik anları hatırladığında.

Renk renk laleli yumuşacık bir gecelik vardı üstünde ve yağmur yağıyordu alabildiğine gürültülü, öyle hızlı yağıyordu ki yere düşen her damla tıpkı geceliğindeki lalelerin yaprakları gibi yanlara açılıyordu sıçrayıp. Ağaçların kökleri göl olmuştu, o an arkasında bir elin sıcaklığını hissetmişti ve tatlı sesini, o annesiydi sadece uzun dalgalı saçlarını hatırlıyordu annesinin, yüzü yoktu hatırasında. Sonra beraber ‘yağmur yağıyor seller akıyor, arap kızı camdan bakıyor’u söylüyorlardı. Hep aynı şarkı ve sesleri ve laleleri ve sıcaklığı hatırlıyordu. Ve şarkıda ki camdan bakan arap kızından korkuyordu Öykü.

Suna, Selviyi aradığında çok heyecanlıydı, artık ok yaydan çıkmıştı onun için. İki saat sonra uçağının kalkacağını ve geleceğini söylediğinde, Selvi ondan haber beklediğini Çetin'in sabah onlarda olduğunu ve mailini okuduğunu, ardından da gelmesine cok sevindiğini söyledi. Suna bu gece otelde kalacağım yarın haberleşir, görüşürüz dedikten sonra telefonu kapattı.
Geceden hazırladığı ve kapının yanında duran bavuluna baktı.Sonra Öykü'ye vermeyi planladığı boynundaki deniz yıldızlı kolyesine dokundu. Hakan artık çıkmalıyız dediğinde göz göze geldiler. Söylenecek hiçbir kelime o anın, o bakışların yerini tutamazdı.Onlar her zamanki gibi konuşmadan anlaştılar.

Uçak kalktığı esnada, Suna’nın beyni adeta bomboş ve hissizdi. Hakan uzun süre alandan ayrılamamış, Çetin Öyküyle yapacağı konuşmayı tasarlıyor, Öykü ise pencersinden gökyüzüne bakıyordu. Ve biliyordu ki bu yaz sıcağında yağmur yağması imkansız gibi bir şeydi.



& Devam edecek &

17 yorum:

Aylin Ünlü dedi ki...

''Renk renk laleli yumuşacık bir gecelik vardı üstünde ve yağmur yağıyordu alabildiğine gürültülü,öyle hızlı yağıyordu ki yere düşen her damla tıpkı geceliğindeki lalelerin yaprakları gibi yanlara açılıyordu sıçrayıp.''

Bu benzetme çok hoşuma gitti.Hem benzetmeyi hayal ettim hem de öyle bir anda üzerimde renk renk laleli gecelik olduğunu.Hoşuma gitti.Ağır ağır ilerliyoruz,bakalım karşılaşma ne şekilde gerçekleşecek.

Funda dedi ki...

O kadar içten anlatıyorsun ki, yani tarif edecek kelime bulamıyorum. Sadece devamını bekliyorum...

Berrin dedi ki...

aylıncım, tırnak ıcıne aldıgın paragraf benımde cok hosuma gıttı :) karsılasmayı bende merak edıyorum, :)

fundacım, bu guzel yorum ıcın tesekkuru borc bılırım :)))

Funda dedi ki...

Geri dönüş yaptığımda borcunu ödersin berrincim :P :)) Şaka tabi ki :)

bulut dedi ki...

Ve biliyordu ki bu yaz sıcağında yağmur yağması imkansız gibi bir şeydi.
Bilmiyordu ki, o sıcağa inat bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağmak, arap kızı da camdan bakmak üzereydi.
Tebrik ederim, çok güzel bir öykü. Beşinci bölümü merakla bekliyorum.

Berrin dedi ki...

funda; :)

bulut; evet daha bılmedıgı bır cok sey vardı. tesekkur ederım ıcerıklı guzel yorumun ıcın..

Mehtap dedi ki...

berrinciğim,öykün gittikçe daha da çok heyecanlandırıyor,merakla bekliyorum bende.sevgilerimle.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Güzel gidiyor, tebrikler.
Ama daha uzun yazmanı bekliyorum.
Sevgiler...

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım, çok güzel yazıyorsun.Gözümün önünde canlandı tüm öykü. Öykülerinin bizimle burda iyikide paylaşıyorsun. Devamını merakla bekliyorum.Yüreğine sağlık. Sevgiyle kal canım. Çok öptüm seni.

Berrin dedi ki...

mehtap; tesekkur ederım..takıpe devam :)

yasamın kıyısında; daha uzun yazmaya calısacagım..tesekkur ederım :)

muhabbet cıcegı ; cokk tesekkur ederım..sende sevgıyle kal..

Cocukla Cocuk dedi ki...

Çok güzel anlatıyorsun Berrin'cim, devamını merakla bekliyoruz.

Berrin dedi ki...

cocukla cocuk; tesekkur ederım..bugun yarın yenı bolum gelecek ınsallah :))

zelebek dedi ki...

muhabbetle...

kuş uçarak yavrusuna doğru süzüldü...

Berrin dedi ki...

heh süzülemedı henuz, suzulecek de fırsat bulamıyorum yazmaya :)

sevgıler..

Adsız dedi ki...

Bense hikayenin 3 bölümünde kalmışım :) aslında hikaye çoktan kafada şekilenip taslanlanmış ki, ben yetişememişim hızına...bakalım şimdi diğer bölümü okuyacağım.

Ebruli dedi ki...

Ancak hikayenin tamamini okuyabildim. Kalemine saglik cok hos olmus...

Yalniz; bir anne, kizini gormeden nasil 7 yil gecirebilir? Yasalar varken, cocugunu gorme hakki varken. Bunu anlamis degilim hani...

Berrin dedi ki...

ufkun otesı; hıkaye hıc bır sekılde tasarlanmadı ve sekıllenmedı..geldıgı gıbı yazıyorum. hıc dusunnmeden sonunu. profosyonelce degıl ama bu boyle ıste:)

ebrulı; elbette hıc bır nane 7 yıl cocugunu gormeden gecıremez yanı gecırır de gecıremez. mecbur kalınca oluyor malesef.
suna canını zor kurtarmıs bır kadın. hak hukuk arayacak durumda olamamıs. cesaret edememıs. bunun ezıklıgı var zaten kendısınde.