25 Şubat 2008 Pazartesi

25 02 2007

Geçen sene bugün, Türkiye'ye (Ankara) gitmiştik. Yanımda iki hanım arkadaşımla her zamankilere nazaran keyifli ve rahat bir uçak yolculuğuydu. Üç buçuk saat sonra İstanbul'a inmiştik, aktarma öncesi yaklaşık bir buçuk saatimiz oluyor ama bu süre dış hatlardan iç hatlara koştura koştura geçmek için ancak yeterli oluyor, yanında el bagajların ve birde küçük çocukla..
Cep telefonumu wc de unuttuğumu uçağa binmemize bir kaç dakika kala farketmiş, giderken telefonumu bıraktığım yerde bulacağımdan emindim ama yoktu, güvenliğe söyledim onlarda bana 'oohoo o saniyesinde uçmuştur, İstanbul'a hoşgeldin' diyerek sırıtmışlardı. Tam arkamı dönüp giderken memurlar seslendiler ve telefonun markasını vs. sordular. Benim olduğuna inandıklarında teslim aldım ve kılpayı uçağa yetiştim, o sırada onbeş dakika içinde telefonumu kaybedip bulmanın şaşkınlığını yaşarken yaklaşık bir buçuk saat sora içinde yok yok olan çantamın eve adımımı attığımın saniyesinde gözümün önünde çalınacağından da habersizdim..

Havaalanından eve kadar takip edilmiş 7_8 tane 16 17 yaşındaki kızlar bizden önce apartmana girmişler ve bavullara yardım edelim diyerek bizimle dialog haline geçmeye çalışmışlardı. Onlara kim olduklarını sorduğumda bu binada oturan teyzelerine geldiklerini söylemişler ısrarla yardım talep ediyorlardı ( detaylara girmeden yazacağım gerisini) öyle böyle derken çizmelerimi çıkartırken bir kaçı su istiyor diğerleri telefon edebilirmiyiz diyorlar yol yorgunluğu , stres kafam tam bir ambale olmuştu, boynumda çarpraz asılı çantamı çıkartıp ayak altına koyup o sırada tuvaleti gelen kızımı aldım ve gittim, aile büyüklerinin de farketmemesiyle benim çanta pırr diye uçmuş gitmişti..1 saat sonra farkına vardığımda kafayı yemek üzereydim. Kaybımız az değildi ama en önemliside babamın yıllar önce kuyumculuk zamanından anneme elleriyle yaptığı ve bir orjinalininde olmadığı balık kolyemin de diğer altınlar ve takılarla birlikte çalınmış olmasıydı. Annem nişanımda takmıştı ve bende ilerleyen yıllarda kızıma hediye edecektim.
Başımıza gelen bu olay beni çok sarstı, bir hafta kendime gelemedim.Bir kaç gün sonra çantam havaalanı yakınlarında bir köyde içi talan edilmiş olarak bulunmuş. Allahtan kimlikler ve dönüş uçak biletime dokunmamışlar ama pasaportumu almışlardı.
Uzun lafın kısası büyük heyecanla gittiğim ülkemde harika bir karşılama yapılmıştı. Mala gelen cana gelmesin deyip tatilime devam ettim. Yaklaşık iki buçuk ay kaldım Ankara'da..Bu süre içinde acı tatlı günlerim oldu. İnternet aracılığıyla tanıştığım ama yüzyüze görüşmediğim arkadaşlarımla görüştüm. Özellikle bir tanesiyle bir anda kaynaştık ve çok sık görüşmeye başladık. Handan'la çocukları tiyatroya alışveriş merkezlerine ve oyun evlerine götürüyor sadece kendimiz buluştuğumuzda da Türk kahvesi içmeye gidiyorduk. Sonrasında uydurmasyon fallar bakıyorduk, Ankara'da kaldığım müddetçe Türk kahvesi ve fallar devam etti gün içinde sayısız sms derken baya alıştık birbirimize..Buluşmalardan birinde şimdi çok yakın arkadaşım olan Aylin'le de tanıştık. Sanki yıllardır birbirimizi tanıyorduk. O gün üçümüz çocuklar gibi eğlendik ve seneye görüşmek umuduyla İzmir caddesinde ayrıldık, duygusal sahnelerden hoşlanmıyorum kısa keseyim burayı :))

Türkiye'ye gelişim ne kadar kötü oldu ise dönüşüm okadar muhteşemdi. Bulunduğum uçakta 15_16 yaşımdan beri hayranlık duyduğum, çok sevdiğim Kenan Doğulu ve Eurovision ekibi vardı. Şimdi gerçekten bulutların üzerindeydim. Yol boyunca aralıklarla yanlarındaydım, uçaktan beraber inişimiz serviste karşılıklı oturuşumuz, tüm yolculuk boyunca uyuyan minik fok serviste tam karşısında Kenan'ı görünce 'aa bu televizyondaki Kenan benimle evlenn' deyince herkesin kahkalara boğuluşu..Şimdi düşününce yıllar önce hayranı olduğun birinin karşında olması onunla espriler yapıp konuşmak ne kadar hoştu :) Özellikle Kenan ve abisi Ozan bu kadar mı sempatik, canayakın, mütevazi, güleryüzlü olurlar. Yarışma bitipte onları Helsinki'den Türkiye'ye uğurlarken annelerini böyle evlatlar yetiştirdiği için kutlamıştık. Bu arada alanda tatlı bir coşku aynı zamanda aldığımız dördüncülüğün hüznü vardı, özellikle Kenan Doğulu'da..O'na üzülmemesini birinciliğin bizim hakkımız olduğunu, yarışmanın adaletsizliğinden bahsederken dün gece çok ağladığımı söyleyince ' bende çok ağladım ' demişti. Uçaktaki ilk gün ve sonrasında yarışma bitip yolcu edene kadar geçen 10 gün içinde harika anlar ve heyecanlar yaşadık. O günlerden geriye onlarca fotograf kaldı. Aslında bu Kenan ve Eurovision başlı başına bir hikaye, daha fazla uzatmamak için yaşananların sadece devede kulak kısmını yazdım.
İşte böyle geçen sene bugünün gecesinde Türkiye'deydim, bir sene hiç anlamadan geçmiş gitmiş bile..Hayat bu işte iyi ve kötü sürprizlerden ibaret..Olsun, yaşamaya devam.

10 yorum:

handan dedi ki...

ya berrincim okurken o günleri andım ne kadar güzelmiş
umarım bu sene yine uydurmasyon falar bakıp flekten bir gün çalarız
o günün tadı hala damaklarımda:)

Berrin dedi ki...

tek bır gun degıl gunler calacagız :))
zaten bunları dusunmek heveslendırıyor benı..
yoksa ://
bakalım söforlugun ılerlemısmı hahaha..

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım benim, koca bir yılı geride bırakmışsın.Geçen yıl bugün senin için çok talihsizmiş. Valla geçmiş olsun tatlım. Ama dediğin gibi cana geleceğine mala gelsin dimi canım.
Kenan Doğulu ile karşılaşmanda süper olmuş. Bayılırım bende Kenan Doğulu'ya.
Öptüm canım

Adsız dedi ki...

Valla aynen bende Kenan'ın giyim tarzıda çok cool ya. Şeker sıcacık yorumun için çok merci günlerdir yazmıyordum ama hemen yorum gelince inan mest oldum iyiki varsın.

iltiriş dedi ki...

zekat insanın malını temizler sadaka ise insanın başındaki musibetleri defeder

birdaha ki gelişinizde bence bunlardan üzerinize uygun olanı yapınız (zekat farzdır ve şartlara bağlıdır sadakada şart yok)

cantanızın çalınmasını bir çok nedene bağlayabiliriz

pis hırsızlar diyipde çıkabiliriz de

topu emniyete kanunlara da atabiliriz

ama bie de bilmediğimiz anlayamayacağımız nedenler vardır kim bilir neler olacaktı

birisi size kötülük ettiğinde dahi şükredin Allah'a sığının ki uğradınız kötülük size hayır kapısını açabilsin

kenan doğulu ya gelince ben sevmiyorum daha doğrusu sanatcı denilen çalgıcıları ve adına müzik dedikleri kulak tırmalıyıcı sözleri sevmiyorum bu nedenle fazla bir şey diyemeyecem

ama eminim çok mutlu olmuşsunuzdur onu görünce

bazen tv lerde rastlarım kızların tarkan tarkan diye birbirlerini yemelerini oysa alt tarafı bir insan tek farkı fazla süslemiş olmaları diğer insanlardan

umarım tekrar gelişiniz güzel geçer

Aylin Ünlü dedi ki...

Vallahi bir hoş oldum yazını okuyunca,o kadar geçmiş mi ya zaman(sopa ikonu)..Bir yandan yazını okurken diğer yandan da acaba ben ne yapıyordum geçen sene bu zamanlar diye düşündüm,ama yazının etkisinden mi yoksa sadece o günü hatırlamamdan mı tek aklıma gelen,alkolsüz!!içeceklerimizle şerefe yapışımızı ve ben foto çekmesi için en kibar sesimle''pardon bir fotoğrafımızı çekebilir misiniz'' deyişimi hatırladım:))))Hey gidi heyyy,bu sene ki buluşmayı iple çekiyorum,çok farklı olacağından ve ilkinde büyük heyecan yaşanacağından eminim,bu arada hava alanından eve kadar sana güvenlik tutalım:))Dikkat dikkat sayın Berrin..... çıkışta 20 koruma ile karşılanacaksınız:)))))

Funda dedi ki...

Berrincim ne güzel anlatmışsın ama kıskandım ben şimdi :(
Bakalım bizim buluşman günmüzü de böyle anlatacakmısın bloğunda :))
Şaka bir yana ne güzel günler geçirmişsiniz dostluğunuz ve dostluğumuz daim olur inşallah ( ben kendimi de kattım araya ama :) ) kenan doğuluya gelince de bayağı renkli geçmiş belli ki :)
Ayrıca çantan için çok üzüldüm ama en çok da annenden hatıra kolyen için. Yine de şükür sana bir zarar gelmemişya.
Muckssss :)) sağlık olsun...

Eldaros dedi ki...

Yamali eski püskü kiyafetlerle gitmek lazim Türkiye'ye demek =).

Birde yabanci ülkede kalip vize sorunlu olup üstünede pasaport kaybetmek kadar allahin cezasi bir olay yoktur herhalde. Her sabah asiri yüksek adrenalinle pasaportumu ariyourm. Her seferinde kaybettigimi saniyorum =\.

Berrin dedi ki...

muhabbet cıcegı; cok sagol canım, demek sende sevıyorsun kenanı :)

eda;sende ıyıkı varsın, kac gundur goremeyınce meraklanmıstım :)

3k; zekat ve sadaka ıle ılgılı yaptıgınız acıklamadan sonra bır daha kı gelısıme uygun olanı yapmamı soylemıssınız, zekatında sadakanında ne oldugunu bılıyorum ve geregını yapıyoruz cantamın calınmasını sanırım buna baglamaya calısmıssınız..
ben her olumsuzlukta bıle bır hayır oldugunu dusunen bırıyım zaten.ıyı dılegınız ıcın tesekkurler.

aylın; o fotograf hep gozumun onunde hatta her mılımını ezberledım :)
cıkısta benı korumalar eskort eslıgınde eve goturseler fena olmaz hanı.. yıne benı bulur bu ...... ler. ama bu sefer hazırlıklı olacagım :)))

fundacım, ne guzel yazmıssın..ınsallah denk getırıp senınlede tanısacagız..ve cok keyıflı bır gun olacagına emınım :)
kenan dogulu kısmını sana ayrıca anlatırım bır gun:)..optum..

eldaros; yamalı kıyafetle de gıtsen dıs hatlardan cıktınmı ısın bıttı :)) kokusunu alıyorlar ne dıyeyım hahahahah :))
vize ve pasaport sorunu benı kasmıyor allahtan..ama bır seylerı kaybetme korkusunu her an bır seyımı caldıracakmısım gıbı gelıyor :/

Unknown dedi ki...

aa bak şimdi benimde aklıma geldi seni okurken geçen sene bugün hıımmm ne yapıyordum acaba dur ben bunu bir düşüneyimmmm:!!!

çantana ve daha çok içindekilere üzüldüm:(