Bugün akşam üstü uçurtma şenliğimiz vardı. Sonuna doğru çocuklardan fırsat bulup uçurmanın keyfine bende varabildim. Uçutmamızın renkleri beni bozsada, idare ettim bu seferlik. Son aylarda katıldığım tüm organizasyonlarda kolbastı gösterisi izleyen ben, bugünde bu şerefe nail oldum :) Şimdi hatırlıyorum da, Orta ikinci sınıftayken müthiş bir lambada fırtınası esmişti. Lambadayla yatıp onunla kalkıyorduk. Kolbastı Lambadayı bile bastırdı :)
Gökyüzünde gördüğüm her şey bana özgürlüğü çağrıştırıyor. Onu tutan elden kurtulmuş bir balon yada gökkuşağı gibi..Uçurtmada bunlardan biriydi, ancak düşündüm ki, ipin birinin yada birilerinin elindeyse ve yönlendiriliyorsan ne kadar yüksekte olursan ol, sonsuzluğun kollarında dans edersen et, özgür olamasın. Sahte bir özgürlüktür yaşanan.
Bugünlerde uçurtma avcısı diye bir kitap okuyorum. Afganistan da geçen öyküde, çocuklar uçurtmaların iplerini cam kırıklarıyla donatıyorlar ve bir birlerinin uçurtmalarının iplerini havadayken kesmeye çalışıyorlar, yukarda kalan son uçurtma galip oluyor. Bu arada elleri kesilip kanayabiliyor.Uçurtmam uçarken bu geldi aklıma eğer öyle olsaydı en az üç uçurtmayı keserdim. Çünkü iplerimin dolanması sonucu bir o kadar uçurtma süratle yeri boyladı :) Birkaç defa alakasız yerlere takılıp ipimizin ve sonunda kuyruğunun kopmasını da sarı kırmızı olan renklerine bağlıyorum :) başka bir şeye değil..Sonuç olarak onlarcasını aynı anda gökyüzünde görmek çok keyifliydi. Çocukken yaşamadığım şeyleri şimdi yaşayabilmekde bir mutluluk..
Bu kadarcık yazıda dikkat etmeye çalışsam da on defa ‘uçurtma’ kelimesini kullanmışım. Sonuncusuyla birlikte on bir oldu :)
10 yorum:
rengını sevemsem de sankı küçüklüğümüzde anımsadıgım kocaman ucurtmamız var dı ya ...onunda rengı sarı kırmızı ve kuyruguı mavıydı degıl mı..
Uçurtma avcısı çok iyi bir kitaptır. Tavsiye edebilirim.
Bir dönem de Türkiye'de Uçurtmayı vurmasınlar isminde bir film de oynamıştı,
o da çok güzeldi.
Gök yüzündeki tek renk sarı lacivert olmalı.ucundada ip bağlı olmadan uçabilmeli.
zelebek, demek hatırlayamayacak kadar kucukmusum. hayal meyal seytan ucurtmaları var aklımda. oyle bıle olsa ben hıc ucurmadım ki..
hayalet, evet kıtap cok guzel..yarısına geldım.
yorum ıcın tesekkurler..
sarı lacıvert, evet sonuna kadar katılıyorum :)
tesekkurler..
of, uçurtma yapmayı biliyorum.. ve sevdiğim de çok istiyor : ) ne yapacağım ben..
uçurtma yapmayı bilmiyorum diyecektim :D
bişey sorsam? bu şenlik neredeydi?
uçurtmalar, biri tarafından uçuruldukça anlamlı zaten, bir uçurtmanın tek başına uçtuğunu düşünün, rüzgar nereye götütürse oraya savrulurdu...
Uçurtmalarda insalar gibi, bir yere ait olma içgüdüsüne sahipler ve ait olmalılar... fakat ipinin uzun olması uçurtmanın en büyük ayrıcalığıdır bence...
en uzun ipe sahip uçurtmada diğerlerine tepeden bakar böylece...
(çok tinsel oldu be) :p
sonuç olarak bizi yönlendirmese de bizim de rüzgarda savrulmamak için tutunabileceğimiz bir insan eline ihtiyacımız var...
velvet vamp, aslında cok kolay ucurtma yapmak. uygun cıtaları bırlestırıp ıstedıgın renk defter kaplarıyla kaplıyorsun. ama kuyruk yapmayı unutmamalısın yoksa ucmaz :)
koza, bulundugum yeri burdan yazmak ıstemedıgımden cevap veremeyecegım.
onur tasdemır, ucurtmanın hem yonlendırılmeye hemde kendısının bır nalamı olması ıcın ruzgara ıhtıyacı var. yani bır cok seye. bu ıkısı olmadan bır hiç oluyor.
bence dıgerlerıne tepeden bakması degıl en uzun sure yukarda kalması daha onemlı..
amma felsefesını yaptık :)))
tesekkur ederım..
ben teşekkür ederim, ama harbiden dediğin gibi zannedersem uçurtma üzerine yapılabilecek tüm felsefeleri parçaladık...
Yorum Gönder