3 Nisan 2008 Perşembe

sıradan bir sabah 3

Güneş mi var, bahar el mi sallamaya başladı, hem de buraya arka sokaklara..
Hala kıyıda köşede birikmiş karlar direnirken, hava serin, rüzgar ters köşeden eserken bronzlaşmaya hazır ruhlarımız.. Buradaki 'son' baharımızda..

Otobüste Bryan Adams'tan bilindik ve güzel bir şarkı çalıyordu, biz indik yarım kaldı..
Daha geçen sene okul bahçesinde ağlaya ağlaya ayrılamadığımız günler ne çabuk geride kalmıştı. Ağlamalar geçmiş, öpe koklaya vedalaşır olmuştuk ve bugünde arkasına bakmadan neşe içinde arkadaşlarına koştu. ''İyi eğlenceler, görüşürüz'' dedim..duymuş muydu?
Büyüdükçe terketmeyi, arkana bakmamayı öğreniyorsun galiba.. Şimdi bu beni neden üzdü, ben onlarca kere arkama bakmadan gitmedim mi?

Arkasını dönüp gitmeleri, ağlamalarından, onsuz bir yere gidememekten, dökülenden saçılandan şikayet etmelerden çok daha zormuş.. İçim buruldu.. Ama belli etmeyeceğim..

Kafenin kapısının önüne masa sandalye atıyorlar güneşi selamlamak için, gürültüsü yanı başımda.. Güneş kendi için yapılan hazırlıklara kayıtsız kalmayıp iyice dökülür mü üstümüze acaba?
Yaşlı köpekli bir kadın kahvesini alıp kuruldu bile baş köşeye, şimdi güneş daha mı açtı ne?
Demek, bir şeyi isteyince hazırlık yapmak, hazırlığını göstermek gerekiyor ve sonra beklemek.. Gelirse ne ala gelmezse solaryuma mı..demek..

Çantamdan bir yığın kareli sayfalar çıkarıyorum, yazacak yer kalmamış, evirip çevirip bir yer buluyorum bunları yazmak için..
1 paket margarin oda sıcaklığında yazıyor bir yerinde, hemen arkasında palmiye mah.. bla bla sok. kat:3..onun arkasında minik fokumun çizdiği anne baba çocuk ve başlarının üstündeki güneş resmi var. Bir sonraki sayfada alt köşede ''Dalgacı dalgalar, dalgakıranı kırmaya çalıştılar'' diye başlayan yarım kalmış bir cümle..
Biriktikçe birikmiş. Temizlik zamanı gelmiş. Birikenleri bu neymiş diye tek tek ayıklamak bazen işime gelmiyor, zaman alıyor, yoruyor, toptan buruşturup atmak en iyisi.. Neyse ne artık, yazılan yazılmış çizilen çizilmiş, zamanı gelmiş gitmiş.. Hadi güle güle...

İçeri girerken önümdeki kadının saçları dikkatimi çekti, eskiden maviymiş belli. Uzun uzun zaman önce Ankara Karanfil Sokakta pasajda bir gümüşçüde güle oynaya, cıyaklaya kulağımı ikinciye ve üçüncüye deldirmiştim dershaneden arkadaşıma..Sonrasında yılbaşı gecesi için aldıkları sprey boyaları göstermişti, hemen ardından saçımın ön tarafını olduğu gibi maviye boyamıştık. Çok hoşuma gitmişti. Mavi her anlamda özgürlüktü ya saçlarımdaydı şimdi.
Hatta çok mutluydum, Karanfil Sokaktan YKM nin yanındaki büromuza kulağımda artı iki sızı, saçımda gece mavisiyle yürürken.. Saçıma değen son renk oldu mavi.. Başka rengi hiç istemedim..
( Durdum, durdum...yazamadım..)

Sıradan bir sabahtı, aklım Karanfile takıldı..Orada kaldım..
Eğlence bitti, dağıldım!..

saat:11:05

14 yorum:

zelebek dedi ki...

büyüdükçe terketmeyi, arkana bakmaamayı öğreniyorsun galiba.. şimdi neden üzdü beni bu..ben ki onlarca kere ardıma bakmadan gitmedim mi?
...........


çok güzel di ..çok...ah gurbet ahhh..

gözümde yaşlar oldu o kadar hislendim ki...

çok güzel di..ellerine sağlık...

sevgilerimle...

cinar dedi ki...

Evet hepimiz yapıyoruz bunu. Ama sıra bize geldiğinde hüzünleniyoruz ve işte o zaman daha sevgi dolu oluyoruz ailemize karşı. Aslında bu bakımdan da iyi bir şey. Polyannacılık yaptım galiba :)
Yazın yine çok içten ve güzel. Sevgiler..

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım, çok güzel olmuş.Bunları yazarken nasıl bir duygu ağına giriyorsun. Çok güzel oluyor. Yüreğine sağlık canım benim.Sevgiyle kal.

KOZA dedi ki...

Eline saglik , nasilda siralamissin kelimeleri, anlari , anilari.

Ezginin gunlugunun bir sarkisi vardi

Sözler geri dönmez
Geri dönmez bakışlar
Kuşlar geri uçmaz
Geri konmaz aşklar

o geldi aklima

sevgiler

Unknown dedi ki...

Valla aslında hergün benimde hissettiğim şeyleri gözümün öününe serivermişsin buda senin farkın işte:)elimi bırakıpta arkadaşlarının içine bir dalışı ve kayboluşu var ki hoşçakal demeden üstelik:))öyle bakakalıyorum arkasından ama özgüvenli oluşuda hoşuma gidiyor sanki:)

yazı rengimi değiştirdim....

Unknown dedi ki...

yok buda olmamış dersen yine değiştiririm ne olacak:))))

ilham perisi dedi ki...

Berrin yi,ne d�kt�rm�s�n kuzum.Harikayd�.
Zevk alarak okudum yineee.

Adsız dedi ki...

Kavaklı derelerine yüzdünmü
Tuna kollarından akıp anneme
Et, balıkla karşılaştımı kavşakta
Tüm yeni mahallelerini gördünmü
Bahçali kızıl evlerini de
: )

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Gök mavisinden yaprak yeşilinden
Bir şarkı söylenmede kendiliğinden.

Yazın bana bu dizeleri hatırlattı sanki. Ah o ardına bakmadan gidişler. Hayat yenileniyor ve yineleniyor... Kendiliğinden.

Hazırlıksız yakalanmak bizim suçumuz belki.

LoLa dedi ki...

canım ne güzel yazmışsın... düşündüm de bende aynı şeyi anneme yaptım... eşim ankarada diye ankaraya yerleştim hiç düşünmeden oysa annem ya ötesi var mı? doğanın kanunu bu işte :(
ben de bir dönem marjnal giyinirdim ve gerçekten özgür hissederdim...ama dövme yaptıramadım içimde kaldı o da olur belki birgün:)

Ebruli dedi ki...

Merhaba;
Sanirim bir zamanlar Ankara da yasamissin,bunu bilmiyordum. Ben de Ankara da yasiyorum, hala...

Karanfil Sokaktan sana selam gonderiyorum...
ı

Berrin dedi ki...

herkese güzel sözleri için teşekkür ediyorum..
karanfilden selamı aldım, kıymetli bir yere koydum..teşekkürler..

Aylin Ünlü dedi ki...

bipppppp adresim değişti(hıh)
:)))))

saklıdefter dedi ki...

Yüreğine sağlık...
Yeni okuyucularındanım:)) Severek okuyorum çok içten dökülmüş kaleme duyguların...