Face Book'la yakından uzaktan bir ilişkim olmadı, olmamasını ben istedim. Açıkçası birde oraya el atmayalım dedim, ayrıca geçmişten birilerini bulmak yada beni birilerinin bulması çok da heyecanlı gelmedi ve tabi zaman ayırma meseleside var. Her neyse, yinede ucundan kıyısından yakaladı benide bu meret. Ortaokul ve lise yıllarımın en önemli şahsiyetlerinden, çok şeyi paylaştığımız, sevdiğim zaman zaman rüyalarıma giren bir arkadaşım ablam sayesinde bağlantı kurup beni buldu. Aslında iyide oldu her zaman aklımın bir köşesinde duran biriydi, son günlerde ısınma turlarındayız, fotograflar ve görüşmediğimiz sekiz senede yaşananlara dair..
Bu sabah mailimde gördüm bu yazıyı, arkadaşım yollamış..
İclal Aydın'ı çok sevmem ama güzel yazmış demiş.
(Tuna kremitçi-iclal aydın evlenmişti 5 ay önce boşandılar adam, ayrıldığı karısına döndü kadın köşesinde aşağıdaki yazıyı yazmış süper..) Diye başlıyor yazı..
İclal Aydın'dan...
Kulağımın içi kaşınıyor. Felaket. Önce azar azar başlıyor kaşıntı, geceleri. Sonra artıyor. Kaşımak da bir zor ki kulağın içini. Bir türlü geçmiyor. "Ne yapsam acaba?" diyorum. Günler geçtikçe daha da artıyor. Doktora gitmeye karar veriyorum. Arkadaşlarıma soruyorum "Tanıdığınız iyi bir kulak burun boğazcı var mı?" diye.
''N'oldu ki?" diye soruyor arkadaşlarım. "Kaşınıyor kulağım" diyorum.
"Uyuyamıyorum geceleri, kulak kaşınmasından!
"bir doktorun adını söylüyor bir tanesi. "Çok iyi doktordur" diyor. "Kimsenin çözemediğini çözer, iyileştiremediğini iyileştirir."
Gidiyorum doktora. Gözlüklü, şirin bir amca. Elinde bir büyüteç, kulağıma bakıyor.
Şaşırıyorum önce.
"İçinde kaşıntı var" diyorum. "Öyle büyüteçle ne anlayacaksınız ki?"
"Yok" diyor, "Ben çoktan anladım ne olduğunu da, şimdi daha iyi görmek için bakıyorum." "Nedir?" diyorum doktora.
"Eski sözler kaçmış kulağınıza" diyor."Nasıl yani?" diyorum."Kimin sözleri?"
"Bakacağız" diyor. Sonra bir alet çantasından kocaman, ucu ince, cımbıza benzer bir alet çıkarıyor."Yan durun. Kıpırdamayın" diyor bana. Biraz irkiliyorum.
"Eski sözler" diyorum, "Ha?" Cımbızın ucu kulağıma giriyor, canımı acıtmıyor nedense.
"Bir erkek sesi bu" diyor. Sanki bir uğultu duyuyorum. Cımbızı çıkarıyor kulağımdan.
"Yalan kaçmış kulağınıza!" diyor doktor.
Yalana bakıyorum. Küçücük bir şey gibi gözüküyor.
"Vay be! Günlerdir kulağımı kaşındıran bu muymuş? Hangi yalan peki?" diyorum.
"Durun, bekleyin" diyor doktor. "Dikkatli olmamız lazım. Tekrar kulağınıza kaçabilir. Önce şu deney tüpünün içine koyalım. Sonra serbest bırakırız.
"Yalanı tüpün içine koyuyor. Kapağını da kapıyor tüpün. Serbest kalıyor yalan.
"Seni seviyorum" diye cılız bir ses geliyor tüpün içinden.
"Yalanmış ha?" diyorum.
Kulağım bile anlamış, kalbim hálá anlamıyor...
Yakında kalbi de anlar. Nedense herşey olup biter kalp en son anlayan olur, sabit fikirlidir kalpler..Bazen vura vura anlatmak gerekebilir gerçekleri..Tabi vuruş mesafesini ve şiddetini iyi ayarlamak gerekir, gerçekleri anlasın derken paramparçada edebiliriz kalbimi, kalbini, kalplerimizi..
Yalan kulağa kaçınca sadece kaşıntı yapsa ne ala, bazı yalanlar şiddetli ağrı yapar, sabahlara kadar zonklar kulağının içinde.
Ve cımbızla çekip çıkarttığında küçük bir tüpe sığmayacak kadar çoktur bu cılız sesli yalanlar..
Dudaktan kalbe yol vardır ama kulaktan kalbe olan yol kapalıdır.
Kulaktan yalanı bir cımbızla çekebilirsin ama, kalbe bir dövme gibi derinlemesine nüfuz etmiş olanları temizlemek oldukça meşakatlidir.Neyse şanslıysak kulağımız değil ama kalbimiz yalanlara sağırdır.
Şanssızsak da gözüne güneş gözlüğünü takarız kalbimizin,elinede meyve kokteyli uzansın dursun kumsalda, bakınsın etrafa avutsun kendini :)
Gözünü açıp, kulağını tıkamayı öğrensin..
Arkadaşımın yolladığı maile ilk paragrafta yazdıklarımı cevap olarak yolladım..
Muhtemelen 'hiç değişmemişsin' diye cevap gelecek..
9 Mart 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
Canım, yazı çok anlamlı, çok hoşuma gitti. Keşke kalp herzaman anlasa o sözcüğü bazılarının yalandan söylediğini.Ama dediğin gibi zamanla kalpte anlar o yalanları.Öptüm canım
ne güzel anlatmış acısını iclal sende....
evet yaşadığı durumu hayal kırıklığını süper ti ye almış iclal aydın... zaten kadınların kulakları hep kaşınır ama doktora gitmeye cesaret edemezler :)gerçekler acı verir...
Gerçekten yazı çok güzelmiş Berrin ve eklediğin maskeli balo şarkısıyla çok uyumlu olmuş inan..Bu arada arkadaşını yeniden bulduğuna çok mutlu oldum,o zamanların dostluğunun tadı başkadır..Sağol paylaşımın için
muhabbet cıcegı, elcın, tesekkur ederım..
lola, guzel demıssın guldurdun benı :))
aylın; sagol canım, bılmem dostun yenısı eskısı oluyormu :)
ama cocuklugunu cocukluk duslerını bılen bırıyle tekrar beraber olmaz guzel..
Dostluğun bence yenisi eskisi oluyor yaşanmışlıkların derinliği açısından,ikisi de dost tabii kökten ama şarab misali yıllanmış olması hoş duruyor
aslında yasanmıslıklar zamanla degıl yogunlukla degerlendırılmelı..10 senelık dostunla yasadıgın seyler gecırdıgın zaman bır yana belkı daha fazlasını konsantre sekılde 1 yıllık hatta 1 haftalık bırıylede paylasabılırsın..
karsındakınden sıcaklık ve guven duygusunu bazen sanıyesınde alırsın ve dost hanene yazarsın..yanı dıyecegım dost dosttur, en azından benım ıcın zamanın bu anlamda degerı yok, ornegın senınle yaklasık bır senedır yakınız ama sankı kendımı bıldım bılelı dostmusuz gıbı gelıyor, ıste oyle bır sey..
bu konu derın ayrıca masaya yatırmalıyız :)
Dün bir arkadaşım bana bu yazıyı gönderdi.Çok hoşuma gitti.Ne kadar anlamlı bir yazı dedim içimden.AHHHH AH...Öptüm:)
berrin ne güzel bir yazı yazmış kadın
bu arada c box nerde benmi göremedim
öptüm
handan
Yalandan seni seviyorum mu?
Benim hiç kulağım kaşınmaz umarım :))
İclal aydın'ın yüreğine sağlık ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi ifade edilmek istenilenler...
ben de zamanında okumuş ve çok beğenmiştim bu yazısını İclal Aydının.hepimizin kulağına zaman zaman kaçan o yalanlar ....
Yorum Gönder