17 Mart 2008 Pazartesi

kelime oyunları / sürgün & vurgun

Burada geçireceğimiz iki gün sana çoook iyi gelecek. Doktor, sevdiği onu mutlu edecek şeyleri yapın deyince hemen aklıma burası geldi... Deniz, yosun kokusu, uzaktan gelen martı çığlıklarını seversin sen. Hem akşam üstü Kelebek ve Beraylar da gelecek. Gitarınıda getir dedim 'hatırla sevgili' yi çaldırırız, üstüne birde 'mahur beste'yi söyledik mi değme keyfimize..

Bu hafta sonunu senin için tertipledik ama banada yarayacağı kesin. Bak şimdiden içim içime sığmıyor, şu havanın güzelliğine, güneşin suyun üstünde sakince uyumasına bak, hele şu kuşlara bayram çocukları gibiler..
Çok mutluyum çok!
Sende mutlusun, olacaksın biliyorum..
Tüm bunları sessizce dinliyordu Maribel, üzerinde oturdukları kayadan farksızdı..

Oturdukları yere geldiklerinde nokta kadar olan balıkçı teknesi şimdi gürültülü sesiyle yanlarına kadar gelmişti..
'Çocuklar!' diye seslendi teknedeki yaşlı balıkçı. 'Cennetimize hoşgeldiniz, nerelerden geldiniz buraya?'
'Hoşbulduk, Ankara'dan geldik. Ama yabancı sayılmayız, dayımların yazlığı az ileride hafta sonu için geldik'
Yaşlı balıkçı tekneden atlayıp yanlarına geldi, elinde bir kova, kovada capcanlı pırıl pırıl balıklar vardı.
'Bugün balık bol, bunlarda sizin kısmetinizmiş, afiyetle yersiniz' dedi
'aa harika, akşama arkadaşlarda gelecekti, çok makbule geçti teşekkür ederiz' dedim..

Yaşlı balıkçı gözü ile Maribel'i işaret edip nesi var? hasta mı? diye sordu..
'Nesi olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Az uyuyor, az konuşuyor, az yiyiyor, eski neşesinden eser kalmadı, birden bire oldu hiç bir şey anlamadık'
'Sanki bu dünyada değil, bitkiden farksız'
'Ona değişiklik olsun diye geldik ama işe yarayacakmı bilemiyorum' dedim..

Balıkçı hafifçe kaşlarını çatarak 'vurgun yemek' ne demek bilirmisin? diye sordu.
'Suyun altındaki basınçla alakalı olduğunu biliyorum, ani basınç değişikliğiyle bilinç kaybı hatta ölümle sonuçlanıyor sanırım'
Evet kısmen doğru, hiç bir gereç kullanmadan 30 m derine indiğinde, kalp atışları hızlanır, vücut ısısı düşer, bilinçte bulanıklık, felç yada ölüm gerçekleşebilir. Vurgun yememek için suyun üstüne yavaş ve belirli aralıklarla çıkmalısın'
'Ayrıca vurgun yiyenleri hemen basınç odalarına alırlar ve vurgun yediği basınç tekrar verilir, dengeli olarak azaltılır.Bir başka önlemde vurgun yiyeni tekrar aynı derinliğe indirmektir'
'Şimdi bu ihtiyar neden bana bunları anlatıyor diye düşündüğüne eminim' dedi gülümseyerek.
Gülümseyerek karşılık verdim..
'Nedeni şu, benim anladığım kadarıyla arkadaşın bir çeşit vurgun yemiş, yüzündeki ve yüreğindeki çocuksuluk, doğallık indiği derinlikte onu korumaya yetmemiş. Bilmediği sularda kaldıramayacağı derinliklere inmiş, sonuç bu'
Hayretle ihtiyarın söylediklerini dinliyordum, ve biliyordum ki tek dinleyen ben değildim..
'E peki ne yapmalı, nasıl eski haline gelecek?'
'Az önce dediğim gibi' diyerek söze başladı..
'Vurgundan kurtulması için yine indiği eski derinliğe inmeli, bu sefer daha dikkatli ve güçlü olmalı, karşılaşacağı şeyleri önceden kestirmeli, orada bağışlamayı öğrenmeli, bir çember düşün çemberi daralta daralta bağışlayacak, en son merkezinde kendisini bulacak, kendisinide bağışladığında ki en zor kısmı bu, ondan sonra acele etmeden yavaş yavaş su yüzüne çıkacak, vurgun bitecek'
'Tüm hapsettikleri kendi de dahil özgür kalacak' dedi..Bir süre sessiz kalındı. İhtiyarın söylediklerini zihin süzgecimden geçiriyorken,
Maribel'in sakin ve yorgun sesini duydum..
'Balıklar, balıkları denize geri dökermisiniz?' dedi..
İnce, solgun, sevimli yüzü bu kez ne istediğini biliyor gibiydi.
Yaşlı balıkçının tüm söylediklerini dinlemişti Maribel. O ana kadar kimse bağışlamaktan söz etmemişti Maribel'e, kimsenin yapamadığını yapmıştı ihtiyar..
Dönüp balıkçıya baktım, başıyla onaylıyordu hafif tebessümle.
Döktüm balıkları..
Maribel bağışlamaya balıklardan başlamıştı.

* Maribel banadairlerimi içinde biriktirdiğim şeker kavanozumun adı.

25 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok güzeldi çok..Tüm hapsettiklerini affetmek..Kalemine sağlık..

Ebru Oğuş dedi ki...

okuması çok keyifli ve "affetmek" denen o en zor zanaati hatırlatan bir yazı.. kalemine sağlık..

Püstüklü Mama dedi ki...

Kaleminize sağlık, çok güzeldi. Sizin Maribel'inize hayranım :)

TuBiKKo dedi ki...

çok çok güzeldi....muhteşem bir yerden yakalaşmışsın vurgunu ellerine sağlık...

ilham perisi dedi ki...

Vurgunu değişik bir açıdan anlatmışsın.Güzeldi .Ama balıkçının dediği gibi en zor kendini affetmek..
Benim pek yapamadığım birşey..

Aylin Ünlü dedi ki...

Çok güzel bir yerden yakalamışsın kelimeyi gerçekten,kısa hikaye formatında ders veren bir yazı olmuş,kalemine sağlık

Geveze Kalem dedi ki...

Kısa bir süre önce yazdığım "Sahibini Arayan Gölgeler" adlı yazımda bahsettiğim bir arkadaşımı hatırlattı bu öykün bana. Demek ki dedim aklın yolu birmiş. Sen kurguda da olsa farkına varmışsın her düşüşten temizlene temizlene yükselinmesi gerektiğini. Benim yazımda da gerçekte o düşüşü yaşamış olan arkadaşımın buna benzer sözlerini aktarmıştım ben.
Şimdi yine içim acıdı bak.:(

Çok güzel ve anafikri kuvvetli bir öykü olmuş, eline sağlık.
Sevgiler...

Funda dedi ki...

Çok güzel bir yazı olmuş berrincim.
Hem kısa hem özlü...
Kalemine sağlık.

Şahane Serseri dedi ki...

Merhaba.
Öykünüzün kurgusu,düşüncelerin hikaye içerisindeki akışı ve özellikle öykünün bitiriliş zamanlaması oldukça başarılı.
Güçlü bir kaleminiz ve parlak bir muhayyileniz olduğunu heyecanla söyleyebiliriz.
Ancak nesnel gerçekliği öyküye uyarlarken hafif bir mübalağa farkediliyor.Misal;
Vurgun konusundaki tavzihler; başlangıçta "yaşlı balıkçı",sonradan "ihtiyar" olarak nitelendirilen (asıl) kahramanımızdan ziyade,bir dahiliye uzmanının kurabileceği türden cümleler.
Burda konu hakkındaki genel geçer bilginizi aktarmanız hikayeyi daha gerçekçi kılabilirdi.
Bir de,öyküye başlangıçta bazı sancılar yaşamışsınız,üretkenliğinizi kısıtlamışsınız da diyebiliriz buna.
Alelade açıklamalar yaparak hikayenin konusunu netleştirmeniz gerekmiyor çünkü mevcut imgelem zaten çok başarılı.
uzun sözün özeti;
Mükemmel bir neden sonuç ilişkisi kurmuş ve iyi bir iş çıkarmışsınız.
Yine,yeni paylaşımlarınıza ortak olmak dileğiyle,
tebrikler.

Berrin dedi ki...

hüzünbaz
ebru
pustuklumama
tubıkko
bırgul
aylın
gevezekalem
funda

ayrı ayrı tesekkur ederım, guzel yorumlarınızla benı yureklendırdıgınız ıcın..

şahane serserı;sizede yapıcı ve yerli yerinde elestırınız ve bunun ıcın vakıt ayrdıgınız ıcın tesekkur ederım.
bu ılk hıkayemsı denemem dıyebılırım, zamanla gelısecegını umut edıyorum..

Berrin dedi ki...

mınar(pınar) ne kadar guzel ve dogru soylemıssın..

tesekkurler..

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Maribel yine harikalar yaratmış Berrin,
Sevgiler,

fethiparisa dedi ki...

Maribel diyorum bazen fazla yüklü birisi ...
Bazen de okudukça sizi sahibine çekmiş diyesim gelmiyor değil...

Vurgun yemek sağlam bir çatı olmuş ifadelerinize bir vurgunla neler anlatabilir insan demelere olgun bir örnek gibi duruyor okudukça.
Hayatın suları o kadar farklı ki denizinkinden öle isteyince ağır ağır yüzeye çıkılmıyor su yutmak gerekiyor çoğunlukla haksızmıyım yoksa ben çok fazla mı büyütüyorum gözümde yaşamayı...

Kalemini yazdıran yüreğine ve yüreğini dinlemeyi bilen beynine sağlık.

Ziyadesiyle leziz olmuş...

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım, çok güzel olmuş, ''Bir çember düşün çemberi daralta daralta bağışlayacak, en son merkezinde kendisini bulacak, kendisinide bağışladığında ki en zor kısmı bu''. Çok anlamlı.Yüreğine sağlık.Sevgiyle kal.

cinar dedi ki...

Ne kadar güzel bir yazı olmuş :) İnsanın her şeye yeniden başlayası geliyor. Daha bilinçli adımlarla başlarsak daha güzel yerlere ulaşırız gibi. Kalemine sağlık. Sevgiler..

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Şimdi daha iyi anladım Maribel'i neden sevdiğimi.. O, hiçbirimizin yapmaya cesaret edemediğini yapmış. Okumaya can attığım bir kitabın en heyecanlı yerinde kalmış gibi oldum şimdi. Keşke biraz daha uzun olsaydı dediğim hikayelerden biri. Kalemine, yüreğine sağlık.

Berrin dedi ki...

yaşamınkıyısında,

muhabbet cıcegı,

cinar,

beğenmenize cok sevındım, güzel yorumlarınız ıcın cok tesekkur ederım..
sevgıler benden..

fethiparisa; su yutmadan agır agır yüzeye cıkmayı öğrenmek için bir kaç defa vurgun yemek gerekiyor belkıde..
güzel yorumun ıcın tesekkur ederım.

fikrimin ince gülü; biraz daha uzaması için malzeme vardı ama bazen tadında bırakmak daha ıyı oluyor. Yorumun mutlu etti.
teşekkür ederim.

Bendeniz.. dedi ki...

tatlım çok tşk,sevgili cadım ve ben senide mimliyoruz son konularda..özellikle çocuk istismarı ve kardeşini seç için..
çok öpüyorum

Berrin dedi ki...

bendenız; daha once baska bır arkadas aynı konuda mımledı..dıgerlerıne bakacagım tesekkur ederım

Hayatta Giderken dedi ki...

Öyle güzel bir yazı ki, son dercede öğretici olmuş. ytazını zaman zaman okuyup, zihnimde tazelemeliyim diye düşünüyorum. kalemine sağlık :))

Tabiat Ana dedi ki...

sevgili berrin,
ne kadar anlamlı bir hikaye olmuş.Yüreğinin hafiflemesi için affetmek. yani aslında affetmek gerçekten insanın kendisine iyi gelir affettiklerinden önce...
Bu arada kelebek'i tanımıyorum ama beray olarak gitarımı alır gelirim;)
sevgiler...

48. turum dedi ki...

Ben yoksul bir ailenin Karun kadar zengin bahçesinde büyüdüm. O da yetmez tüm mahalleyi talan ederdim. Artık bıkkın insanlar ve çaresiz komşularım insafıma sığınırlardı. Sonra hızla büyümüşüz... Vizir vizir bir trafiğin içerisinde kalmışız. O insanlar ölmüş. O bahçelre beşer katlı betonarmeler düşmüş. Hadi gelde şimdi ellerimle gömdüğüm anılarımı kepçeleyen bozuk şiveli müteahiti affet... Asla yapmazdım. Lakin bu hikayen o zenginliği bana geri verdi ya affettim gitti !

etki alanı dedi ki...

Hepimiz yaşamazmıyız o vurgun etkisini zaman zaman..
Oturup tahlil ederiz,deniz olmasa da yanımızda,yıldızlara bakarak..
Gözler ve zihin dinlenmeden,şarj olmaz hayata yeniden bakabilmek..
Bilirim bu anları ben..
Sevgiler..
TüTü

Berrin dedi ki...

hayata gıderken; cok tesekkur ederım, ne guzel bu denlı anlamlı bulman..

tabıat ana, kelebekte gitar sevdalısı :) o da ankarada, ne hoş belkı bır gun beray olarak çalarsın bize.. cok tesekkur ederım..

bu 44.turum;ne mutlu bana, sevindim.
yorum ıcın tesekkurler..

etkı alanı; ne güzel yazmıssınız..
benden de sevgıler..

zelebek dedi ki...

MARİBELİ ÇOK SEVİYORUM...

OLDUKÇA DÜZELMİŞ EDEBİ BİLGİN...
BEĞENEREK OKUDUM...
İLK DENEMEN SAYILIR VE İYİ BİR YERDEN YAKALAMIŞSIN...

BİRAN KİTAPMI ANLATIYOR DİYE DÜŞÜNDÜM...GAYET GÜZELDİ...

BAŞARILARININ DEVAMINI DİLİYORUM...

KUZUCUK VE TAVŞANCIKIMI ÖPÜYORUM...