enk, karadenizli misin? mısır ekmeğini özlediğine göre daha önce sık sık yemiş olmalısın.. ben öyle çok beğenmedim, yinede fena değil. köprüye gelince bırrrr benim gibi yükseklik korkusu olan biri için inanılmazdı :) korunaksız ve kenar yüksekliği diz kapağına ancak geliyor. bir ucundan diğerine yürüdük, arada minik fokum aşağı bakıcam diye hamleler yaptı sırtından tuttum izin verdim ama ben de benden gittim :))
sen korkmuşsun köprüde ben de çok sevmiştim. bir de şu sallanan aşağıdakin akan suların göründüğü köprüler vardır Fırtına Deresinin üzerinde. Sanırım onların üzerine hiç çıkmadın madem bu köprüden korktun. çok güzeldir oralar çoook. ben de çok özledim, bu yıl gitme niyetim yok ama seneye kısmetse yine o serin yaylalara çıkacağım. siz de çok güzel yerlerde gezmişsiniz. odaya bayıldım, bizim orda evimiz olduğundan otelleri hiç bilmiyorum ama oralarda turist olmak da çok keyiflidir sanırım. sevgiler
O.B.Hayattan, asma köprüleri diyorsun..en korktuğum şeylerden biridir :) onlardanda gördük ufak ufak kurulmuştu nehrin üzerine.. belki buda fırtına deresinin bir koludur öyle sanıyorum. Raftingde yapılıyormuş, numarasını aldım :)) isteyene verebilirim.. orada evde kalmakta çok keyiflidir eminim.. şanslısınız ne diyeyim :)
Nasıl bir duygudur, o beyaz yatak ve o yün yorganlar ve sert yastıklarda uyumak, sabah erken uyanmak, giyotin pencereyi açıp saf oksijeni ciğerine doldurmak, kahvaltıya inilince pastorize edilmemiş, taze süt ile, köy ekmeğinin üzerine sürülmüş hafif tuzlu manda tere yağı. Bu sene tekrar gideyerum oralara Berrin :)))
vallahi, kızgın kumlardan serin sulara girmekten daha muhteşem bir duygu olduğu kesin :)) tarifsiz.. gidin tabi, ben imkan yaratabilsem hemen tekrar gideceğim :) birde dönüşü olmasa..
Aslında kendimizi kandırıyor olabiliriz, hepimiz eskinin özlemi ile sanki eski şeylerin bizim için en güzel şey olduğunu düşünüyor olabiliriz. Rizeli bir Berrin'in blog sayfasının olabileceği ve Spanish bir müzik eşliğinde geri kalmış yaşamın güzelliği üzerine konuşmanın sessiz gülümsemesi ve yalancı mutluluğu özlemini yaşıyor olabiliriz. Yalancı mutluluklar şu an bizi bir yerlere taşıyor olabilir. Ama Berrin bilir, Rize de şarap içmenin yasak olduğunu, hatta marketlerde bile bulamayacağını bilir, orta çağı yaşayan yerin yeşil ve sisli güzelliğinin insan psikolojisini nereye kadar etkilediği aşikardır. Biz şehirliler ne soğuk istiyoruz, ne de içki içme özgürlüğümüzün alınmasını, tüm resimlerin için teşekkür ederim, yemek yemek çok güzel ama, sadece hayat yemek değil, kafa yapıları oldukça değişmeye başladı insanların, Artvin ve Giresun'u ayrı tutuyorum. Eskiden Samsun ( Çarşamba, Fatsa ) kurtarılmış bölge olarak geçerdi gazetelerde, şimdi Solun S si bile geçmiyor. Aydın şehirlerimiz ( tüm karadeniz bölgesi ) şimdi gerici, PKK'nın eylem bölgesi geçiyor. Volkan Konak izleyip coşan Karadeniz tutkunları ellerinden giden değerleri bir daha tartsınlar.
Çektiğin fotoğraflarla bizleri de oralara çekip götüreceksin anlaşılan.Serin mavi oksijeni ciğerlerimize çektirip, ikram ettiğin kuymak, mısır ekmeği, kaygana ve Paylaşımın için teşekkürler ve sevgilerimle.
lacivert, yazdıklarının genelinde haklısın ancak burada eskiye duyulan bir özlem yok. ne bu günümde ne geçmişimde karadenizde yaşamadımi bolu ve kastamonudan ötesine de geçmemiştim. burada doğaya ıssızlığa huzura duyulan açlık var. belki de kaçma isteği kalabalıklardan sıyrılıp.. turist olarak gezmek çok keyifli ama yerleşip ömrünün kalanını tepelerdeki küçük bir evde geöirmek herkesin harcı değil. ne istediğini iyi bilmeli insan. bir süre sonra o güzelliğe göz ve ruh alışınca başka arayışlara geçilmesi muhtemel. elde edince biter durumları..
Yeni hayat diye bir şey yoktur, senden kalanlar eskiyse..
Kaybetmek istemiyorsan, çok sevmeyeceksin. Gözün değecek ama gönlünü değdirmeyeceksin. Sevgi alıcı bir kuş olur kimi zaman, ömrü kısa olan.. 08:50
Bir zamanlar Alice bendim, harika bir diyardaydım.
Şimdi maça dokuzluyum..
10:25
hey! Abidin, ben fırçaları çoktan attım..parmaklarımla yetmediği yerde tırnaklarımla yapıyorum mutluluğun resmini.12:55
sessiz çığlıklar sağır edicidir.. bağırdığın kişi duyduğu an , bir daha duymaz olur.. 11:05
huzur kırıntılarını kuşlar gagalıyor içimde ve bu beni gıdıklıyor :) 15:05
Ask asi bir kus gibidir Uslandiramaz onu kimse Adini cagirmak bosuna O istemezse hic gelmez Bagirmak ve tehdit bosuna Biri cok konusur, biri aptal Fakat ben susani sectim Hic konusmasa da sevdim. Ask bir cingene cocugu Hic bir kural tanimaz o Sen sevmesen de ben severim Ve seversem seni Kolla kendini... CARMEN
Dört seneye dört mevsim düstü Her biri bir yıl sürdü Mevsimlerin en güzeli gülüsündü Her yıl bir isim verdim sana... UMUT dedim DENİZ dedim YAGMUR dedim Bu seneki ismin de ISIK...olsun..bebegim...
temmuz 2007
Hayat akıp giderken avuçlarımdan eğilip yerden toplayamıyorum parçalarımı ve herşey için çok geç demek için belki de çok geç..
18 yorum:
misir ekmegini özledim ,odalar cok guzelmis yaaa :)) o köpruden gecmek korkutucu olmali baya guzel gezmissiniz kiskandim :))
enk, karadenizli misin? mısır ekmeğini özlediğine göre daha önce sık sık yemiş olmalısın..
ben öyle çok beğenmedim, yinede fena değil.
köprüye gelince bırrrr benim gibi yükseklik korkusu olan biri için inanılmazdı :)
korunaksız ve kenar yüksekliği diz kapağına ancak geliyor.
bir ucundan diğerine yürüdük, arada minik fokum aşağı bakıcam diye hamleler yaptı sırtından tuttum izin verdim ama ben de benden gittim :))
sen korkmuşsun köprüde ben de çok sevmiştim. bir de şu sallanan aşağıdakin akan suların göründüğü köprüler vardır Fırtına Deresinin üzerinde. Sanırım onların üzerine hiç çıkmadın madem bu köprüden korktun. çok güzeldir oralar çoook. ben de çok özledim, bu yıl gitme niyetim yok ama seneye kısmetse yine o serin yaylalara çıkacağım. siz de çok güzel yerlerde gezmişsiniz. odaya bayıldım, bizim orda evimiz olduğundan otelleri hiç bilmiyorum ama oralarda turist olmak da çok keyiflidir sanırım. sevgiler
O.B.Hayattan, asma köprüleri diyorsun..en korktuğum şeylerden biridir :) onlardanda gördük ufak ufak kurulmuştu nehrin üzerine..
belki buda fırtına deresinin bir koludur öyle sanıyorum. Raftingde yapılıyormuş, numarasını aldım :))
isteyene verebilirim..
orada evde kalmakta çok keyiflidir eminim..
şanslısınız ne diyeyim :)
Nasıl bir duygudur, o beyaz yatak ve o yün yorganlar ve sert yastıklarda uyumak, sabah erken uyanmak, giyotin pencereyi açıp saf oksijeni ciğerine doldurmak, kahvaltıya inilince pastorize edilmemiş, taze süt ile, köy ekmeğinin üzerine sürülmüş hafif tuzlu manda tere yağı. Bu sene tekrar gideyerum oralara Berrin :)))
vallahi, kızgın kumlardan serin sulara girmekten daha muhteşem bir duygu olduğu kesin :)) tarifsiz..
gidin tabi, ben imkan yaratabilsem hemen tekrar gideceğim :)
birde dönüşü olmasa..
Ben çok istiyorum gitmeyi nasip olur inşallah.
Aslında kendimizi kandırıyor olabiliriz, hepimiz eskinin özlemi ile sanki eski şeylerin bizim için en güzel şey olduğunu düşünüyor olabiliriz. Rizeli bir Berrin'in blog sayfasının olabileceği ve Spanish bir müzik eşliğinde geri kalmış yaşamın güzelliği üzerine konuşmanın sessiz gülümsemesi ve yalancı mutluluğu özlemini yaşıyor olabiliriz. Yalancı mutluluklar şu an bizi bir yerlere taşıyor olabilir. Ama Berrin bilir, Rize de şarap içmenin yasak olduğunu, hatta marketlerde bile bulamayacağını bilir, orta çağı yaşayan yerin yeşil ve sisli güzelliğinin insan psikolojisini nereye kadar etkilediği aşikardır. Biz şehirliler ne soğuk istiyoruz, ne de içki içme özgürlüğümüzün alınmasını, tüm resimlerin için teşekkür ederim, yemek yemek çok güzel ama, sadece hayat yemek değil, kafa yapıları oldukça değişmeye başladı insanların, Artvin ve Giresun'u ayrı tutuyorum.
Eskiden Samsun ( Çarşamba, Fatsa ) kurtarılmış bölge olarak geçerdi gazetelerde, şimdi Solun S si bile geçmiyor. Aydın şehirlerimiz ( tüm karadeniz bölgesi ) şimdi gerici, PKK'nın eylem bölgesi geçiyor. Volkan Konak izleyip coşan Karadeniz tutkunları ellerinden giden değerleri bir daha tartsınlar.
Çektiğin fotoğraflarla bizleri de oralara çekip götüreceksin anlaşılan.Serin mavi oksijeni ciğerlerimize çektirip, ikram ettiğin kuymak, mısır ekmeği, kaygana ve Paylaşımın için teşekkürler ve sevgilerimle.
hacivat,inşallah..
lacivert, yazdıklarının genelinde haklısın ancak burada eskiye duyulan bir özlem yok. ne bu günümde ne geçmişimde karadenizde yaşamadımi bolu ve kastamonudan ötesine de geçmemiştim.
burada doğaya ıssızlığa huzura duyulan açlık var. belki de kaçma isteği kalabalıklardan sıyrılıp..
turist olarak gezmek çok keyifli ama yerleşip ömrünün kalanını tepelerdeki küçük bir evde geöirmek herkesin harcı değil. ne istediğini iyi bilmeli insan. bir süre sonra o güzelliğe göz ve ruh alışınca başka arayışlara geçilmesi muhtemel. elde edince biter durumları..
sufi,ben teşekkür edeim :) sevgiler..
bayıldımmm bayıldımmm bayıldımmmm !!!
Bir de şu ufak notların güldürdü beni,keyfi nasıl yansımış kelimelerine...
aylin, keçiler, keçiler..
:)
Herşey ne kadar güzel..
Görüntüler muhteşem,Oksijeni,doğadaki o huzuru hisettim.Bembeyaz çarşaflı yatakta da yattım :) Sevgiler..
ne hoş, sevindim :)
benden de sevgiler, ebrulicim..
Tamam gideceğiz zaten çok istiyorduk şimdi daha da çok istiyoruz ama artık eziyet bunlara bakmak. Başka post gir :)
(^.^)
bakalım :)
Ben bakamıyacağım:)
Yorum Gönder